61. Milletlerarası Antalya Altın Portakal Sinema Festivali’nde mükafatlar sahiplerini buldu: İstanbul Mukavelesi vurgusu

Dinletinin akabinde açılış konuşmasını yapan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, sinemanın yalnızca bir izleyiciyi değil, toplumları, kentleri, ülkeleri değiştirdiğini, geliştirdiğini söyledi. Böcek, 62. Altın Portakal Sinema Festivali’nin 7-16 Kasım 2025’te düzenleyeceklerini açıkladı.

‘TELİF’ KARARI

Festivalin Antalya’nın en büyük marka bedellerinden olduğunu anlatan Böcek, “Ülkemizde birinci kere gerçekleşen ve sinema kesimimiz için çok değerli olduğunu düşündüğüm hoş bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. Şenliğimizin içinde bulunan çalıştayımızda değerli bir karar aldık. Sinema Eser Sahipleri Federasyonu ile yapmış olduğumuz görüşmeler sonucunda şenliğimizde gösterime giren tüm sinema sahiplerinin telif haklarını ödeyeceğiz. Sinema işçilerimize güzel uğurlu olsun” dedi. Böcek konuşmasını, “Atatürk’le kalın, Cumhuriyetle kalın, yaşasın sinema!” Kelamlarıyla noktaladı.

EN GÜZEL SİNEMA ‘MUKADDERAT’

Festivalde Nadim Güç’ün yönettiği “Mukadderat”, en uygun sinema seçilirken en güzel direktör ödülünün sahibi, “Ayşe” ile Necmi Sancak oldu. Oyuncu Hatice Aslan’ın sunduğu Cahide Sonku Ödülü’nün sahibi, “Gülizar” sinemasıyla Yağmur Ergül oldu. Merasime katılamayan Ergül ismine mükafatı, Elif Kararslan aldı. Ulusal Jüri Başkanı Ferzan Özpetek’in açıkladığı en yeterli senaryo mükafatı ise “Evcilik” sinemasıyla Ümit Ünal’ın oldu. Ünal, “Bir senaryoya inanan yüzlerce insan lazım hayata geçmesi için. Başta Nejat olmak üzere bana inanan herkese teşekkür ederim” diye konuştu. “Balinanın Bilgisi” ile en âlâ müzik mükafatını kazanan Serkan Polat, Özgür Alper ve Pınar Bayrak ise mükafatlarını, ulusal heyet üyesi, müzisyen Mercan Dede’nin elinden aldı.

‘KADINLARDAN, ÇOCUKLARDAN, HAYVANLARDAN ELİNİZİ ÇEKİN’

“Sanatın, sinemanın, medyanın baskı ve sansürden kurtulduğu ve arkadaşımız, belgeselci Çiğdem Mater’le buluşacağımız günlere” diyen, ulusal heyet üyesi akademisyen- sinema müellifi Melis Behlil, en uygun kurgu mükafatını, “Fidan” sinemasındaki çalışmasıyla Melike Kasaplar’a sundu. En Uygun Bayan Oyuncu Ödülü’nü, “Ayşe” sinemasındaki rolüyle Binnur Kaya ve “Mukadderat” sinemasındaki rolüyle Işık Sürer paylaştı.

Teşekkür konuşmasında “Bu mükafatı, çoğunlukla değersizleştirilmek istenen, 40 yıl evvel Paris’te hayatını yitiren en ustamız Yılmaz Güney için alıyorum” diyen Sürer, kelamlarını, “Kadınlardan, çocuklardan, hayvanlardan, ağaçlardan elinizi çekin!” diyerek noktaladı.

Binnur Kaya ise şöyle konuştu: “Nur Sürer üzere hayranı olduğum bir sanatkarla bu mükafatı paylaşmak onore edici. Hayatını sevdiklerine adayan ve hayatını göz nazaran göre kaybeden tüm bayanlar ismine almak isterim bu mükafatı. Bayanlar bağırdı, ses çıkardı, sokaklara çıktı; bunlar duyuldu, görüldü. Bayanlar yapmaları gerekeni yaptı, artık harekete geçme vakti. Yapılması gerekenleri, yapması gerekenlerden bekliyoruz acil olarak!”

Ödül sahibi iki oyuncu, kelamlarını ise birlikte “İstanbul Kontratı yaşatır” diye noktaladı.

FİLİSTİN, LÜBNAN VE İRAN’A SELAM

Dr. Avni Tolunay Heyet Özel Ödülü’ne bedel görülen “Gülizar” filminin yönetmeni Belkıs Bayrak, teşekkür konuşmasında şunları söyledi: “Filmde cinsel taciz sonrası yaşanan bir travmayı ele alıyoruz. Bu mükafatı, kendi alanına sahip çıkmaya çalışan, çaresiz bir öğreti altında susmayan ülkemin bayanlarına, kendi sonuna sahip çıkmaya çalışan Filistinli bayanlara ve dünyada uğraş veren bütün bayanlara adamak istiyorum” tabirlerini kullandı. “Uluslararası Uzun Metraj Sinema Yarışması”nda “Jüri Özel Ödülü”nü “The Witnes”in (Şahit) yönetmeni Nader Saeivar aldı ve ödül konuşmasında, “Bu ödül benim değil, İran’da sokağa çıkan kızların mükafatı. Bu ödül ve Venedik’ten aldığım ödül bende emanet. Bir gün İran özgürlüğüne kavuşunca onlara vereceğim” dedi. Saeivar, Netanyahu ve Taiban’a lanet okudu.

En yeterli kısa sinema mükafatını “Neredeyse Katiyetle Yanlış” filminin yönetmeni Cansu Baydar, “Altın Portakal tarihi boyunca sansüre karşı direnen sinema işçilerine mesken sahipliği yaptı. Bu yüzden bugün de sansüre karşı direnmiş herkesi hürmetle selamlıyorum. Haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeyeceğiz. İstanbul Mukavelesi yaşatır” dedi. Sinemanın başrol oyuncusu Lübnanlı Rahaf Armanazi, “Ödülü ülkem Lübnan’da savaşta çaba eden halkım için alıyorum” sözlerini kullandı.