Dolar 35,2230
Euro 36,7394
Altın 2.980,62
BİST 9.949,01
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 8°C
Yağmurlu
İstanbul
8°C
Yağmurlu
Cum 9°C
Cts 8°C
Paz 10°C
Pts 11°C

Ağrısız bir yaşam hepimizin isteği

Ağrı çekerek hayat konforunu yitirmiş bir insanın tek isteği o acıdan kurtulmaktır. Ağrının en sık sebepleri arasında da kas-iskelet sistemi ve omurga bozuklukları gelir.

Ağrısız bir yaşam hepimizin isteği
22 Temmuz 2024 9:08 AM
45

Özellikle son zamanların en moda tedavi yaklaşımı ağrıları ortadan kaldırmaktır.

Hasta ağrı çekerek yaşamını zor idare ediyorken, ufak dokunuşla aniden, sanki yeni doğmuş gibi olur. Neredeyse hoplaya-zıplaya evine döner. Aslında herkesin beklentisi de bu yönde.

Algolojik yaklaşımlı iğneler yardımcı olur mu?

Algoloji ağrı bilimi olarak literatürde yerini almış, öncelikle kronik ve çözümsüz ağrısı olan hastalara minimal yaklaşımlarla konfor sunan bir bilim dalı.

Fakat adı gereği bilim dalı olması sebebiyle, bilimsel sıralardan geçmiş, tabiri caiz ise tebeşir tozu yutmuş uzman doktorlar tarafından yapılabilecek tedavi zinciridir. Her eline iğne alıp eklemlere, kaslara, omurgalara ok saplayanlardan bahsetmiyorum.

Herkes ağrıcı mı oldu, nokta atışçı mı?

Beyin, omurilik ve sinir cerrahisi içinde özellikle omurga problemi çeken hastaların sadece yüzde 3-4’ü ameliyatla çözülebilir gruba girer.

İşte bu yüzdelik grup dışında kalan hastaların tedavisinde çok ciddi suistimaller yaşanıyor.

Bunun bilimsel yaklaşım dışı ve hiçbir sağlık eğitimi almamış kişiler tarafından yapılması kadar korkunç bir olay tariflenemez.

Omurga anatomisinden biraz bahsedecek olursak, sizler de bu tür müdahalelerin ne kadar risk içerdiğini anlamış olursunuz. Tabii ki hemen korkulara kapılıp ehil ellerde tedavinizi yaptırmaktan da geri kalmayın.

Omurga kemiklerimiz,  boyun, sırt, bel ve sakrum-koksix (kuyruk sokumu) olarak dizinlenmiş, sakrum-koksix ve boyun 1 ile 2. kemik arası dışında disk mesafesi dediğimiz yastıkçıklardan oluşur.

Ayrıca bu dizilimin arka tarafında sağlı-sollu birbirine bir eklem gibi bağ yapan fasetlerimiz vardır.

Bu omur kemiklerinin boyun kısımları 7 adet omurdan oluşuyor, ön komşuluğu yemek ve soluk borusuylae, ön-yan komşuluğu atar damar ve toplar damarla yapar.

Sırt ve bel omurlarının ön komşuluğu ise çok daha önemli olan kalp ve aorta çıkışları, inişleri ve bunların yukarı gelirken toplayıcı damarları mevcuttur.

Hepsi bir tarafa boyundan aşağıdaki tüm beyin iletimini sağlayan omurilik, kanalda içi sıvı dolu zarla çepeçevre aşağıya doğru uzanmaktadır.

Bu bölgeye iğne yapmanın inceliği nedir?

Omurgada enjeksiyon yapılan yerlerin komşuluklarındaki önemli yapılara değindikten sonra bırakın iğne yapmayı, masaja bile kuşkuyla bakmak gerekir.

AĞRIYI ÇEKEN BİLİR

Ağrı çeken bir kişiye yapılacak olan nedenini bulmaktır. Ağrı bizim alarmımızdır.

Onu kapattığınızda hırsızın nerede olduğunu bulamazsınız, iş işten geçmiş olabilir.

Aynı şekilde ağrı sistemini kapattığınızda yıpranma ve hasarlanma devam ederek çok daha sıkıntılı, geri dönüşü mümkün olmayan hasarlara sebep olmaktadır.

Nokta atışı tedaviler

Omurga ve eklemlerin kronik ağrısını geçici olarak azaltacak, sıklığını minumuma indirecek enjeksiyonlarda uzun süreli ağrı kesici ve kortikosteroidler kullanılmaktadır.

Bu ilaçların yanlış, gereksiz ve doz aşımlı yapılması neticesinde hastalar, ani kalp durması, mide kanaması, vücut boşluklarında sıvı toplanması (ki buna ödem diyoruz) ve kalp yetmezliği yaşayabilir.

Ayrıca yapılan bazı enjeksiyonlar, omurilik sinir yaralanması ve ana damar yaralanmalarına, lazer ve radyofrekansla da sinirin yanmasına sebep olabilir.

Sonuç olarak “Ağrısız çözüm, ağrılarınıza kesin çözüm, iğneyle 5 dakikada ağrılarınızdan kurtulun, ameliyatsız bel-boyun fıtıklarına çözüm” gibi söylemlere dikkat edin.

 Ameliyattan korkarken ameliyatla bile düzelemeyecek  hasar oluşmasın, hayatınız zindan olmasın.

Doğru yerde, doğru uzmanla, doğru tedavi hepimizin hakkı.

 

ETİKETLER: , , , ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.