AKP, ‘sorumluluğu CHP’ye attı’
AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın, partisinin seçmenlerinin büyük bir kısmının CHP ile AKP ile görüşmesini “çok olumlu bulduğuna” yönelik açıklamaları sonrasında başkent kulislerinde, ilerleyen günlerde, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında yeniden bir görüşme olup olmayacağı sorusu gündeme geldi. AKP’li kaynaklar, ileride herhangi bir görüşme olasılığının “düşük olduğunun” altını çizerek, siyasette normalleşme adımlarının devamı için “CHP’nin üzerine düşeni yapması gerektiğini” vurguluyor. AKP’de, “CHP, iktidarın her yaptığının ‘tartışılmaz kötü olduğuna’ kanaat getirmiş vaziyette. Örneğin yeni anayasa. Oysa CHP yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde katkı sunsa, topluma birlikte neden yeni anayasaya ihtiyacımız olduğunu anlatabilsek, siyasetten de bir rahatlama olmaz mı? Sadece yeni anayasa değil, Suriye meselesinde de önerilerini ortaya koysa…” görüşü dillendiriliyor.
Nasıl Bir Ekonomi gazetesine açıklamalarda bulunan AKP Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş, AKP seçmeninin büyük bir kısmının CHP ile AKP görüşmesini “çok olumlu bulduğunu”, geçen günlerde bir araştırma şirketinin yaptığı araştırmada “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in görüşmelerini MHP’lierin de çok olumlu bulduğu sonucunun çıktığını” söyledi. Elitaş’ın açıklamaları sonrasında kulislerde, “AKP, normalleşme adımlarını devam ettirecek mi? CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile yeniden bir görüşme gerçekleşebilir mi” soruları tartışılmaya başlandı. AKP’li kaynaklar, normalleşme adımlarının Türk siyaseti için de bir kazanım olduğunu dile getiriyor. Ancak normalleşmenin olabilmesi için ana muhalefet partisi CHP’nin de gerekli adımları atması gerektiğine işaret ediyor. AKP’li kurmaylar, “Gerekli adımlardan kasıt nedir” sorusuna ise şu yanıtı veriyor:
“İktidar ile muhalefet arasında bir diyaloğun gelişmesi önemli. Üçüncü dünya savaşı tartışılıyor. Bir yanda Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilim, diğer yanda İsrail’in arkasına ABD’yi de alarak, Gazze’ye yönelik saldırıları var. Tüm dünyada İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları kınanırken, hatta Netanyahu kendi vatandaşından bile destek görmezken, İsrail geri adım atmıyor. Bununla birlikte Çin’i ve Kuzey Kore’yi içine alan gelişmeler yaşanıyor. Suriye’de ise Türkiye’ye yönelik provokatif eylemler yapıldı geçenlerde. Ortadoğu başta olmak üzere dünya ülkeleri arasındaki bu gelişmeler, jeopolitik önemi nedeniyle Türkiye’yi de etkileyecektir. Ancak Türkiye’nin herhangi bir yerden gelecek saldırılar karşısında güçlü durması çok önemli. Bu da hem siyaset arenasında hem de toplum nezdinde bütünleşmeyle gerçekleşir. Bu noktada da CHP’ye önemli görevler düşüyor. Eğer AKP ile CHP arasında bir uzlaşı, iç ve dış politikada başarı sağlanması için bir birliktelik, diyalog zemini olabilmesi için CHP’nin, partimize yönelik samimiyetini görmemiz gerek. Bu samimiyetten kasıt, CHP ile bir ittifakın olması demek değil, CHP ile temel konularda Cumhur İttifakı ile birlikte bir uzlaşıdır. CHP, iktidarın her yaptığının ‘tartışılmaz kötü olduğuna’ kanaat getirmiş vaziyette. Örneğin yeni anayasa çalışmasını toplumun her kesimiyle, bir konsensus içinde yapalım önerisini dile getiriyoruz, CHP lideri Özel, ‘Önce anayasaya uyulmalı’ diyerek, yeni anayasa çalışmaları tartışmasını başta bir siyasi boyuta çekmek istiyor. Oysa yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde katkı sunsa, topluma birlikte neden yeni anayasaya ihtiyacımız olduğunu anlatabilsek, siyasetten de bir rahatlama olmaz mı? Sadece yeni anayasa değil, Suriye meselesinde de sadece iktidarı eleştirmek yerine Suriye ile ilişkileri güçlendirmek için muhalefet olarak iktidarla daha olumlu bir dille konuşup, önerilerini getirse… Şu an birlik ve beraberliğe çok ihtiyacımız var, normalleşme evet ama muhalefet de bu noktada üzerine düşeni yapabilmeli. Sert üslup, sürekli muhalefet, ‘toplumun da arzu ettiği bir durum değil.”