Ay’ın gizemli geçmişi: Yeni araştırma tarihi yeniden yazıyor!
Bilim insanları tarafından yürütülen yeni bir analiz, Ay’ın oluşumunun şu ana kadar kabul edilen teorilerden farklı bir zaman çizelgesine işaret ediyor. ABD, Fransa ve Almanya’dan araştırmacıların birlikte yürüttüğü çalışma, Ay’ın oluşumunun yaklaşık 4,53 milyar yıl önce gerçekleşmiş olabileceğini ortaya koydu. Bu bulgu, Ayın tarihi ve Üniversite profesörü Francis Nimmo’ya göre, hem Ay’ın jeolojik gizemlerini hem de Dünya ile olan evrimsel bağlarını açıklamada kritik bir rol oynayabilir.
Bilim insanlarının gerçekleştirdiği yeni bir analiz, Ay’ın oluşumunun Dünya’nın doğumuna sanılandan çok daha yakın bir zamanda gerçekleşmiş olabileceğini ortaya koydu.
Ay’ın Mars büyüklüğünde bir cismin genç Dünya’ya çarpması sonucu oluştuğu düşünülüyor. Bu çarpışma sonucu yörüngeye savrulan malzemenin birleşerek Ay’ı meydana getirdiği tahmin ediliyor.
Ay’ın bu süreç sonrasında, tamamını kaplayan bir magma okyanusuna sahip olduğu ve bu okyanusun hızla soğuyarak sertleştiği teorisi uzun zamandır kabul görüyordu.
Ay’dan alınan zirkon kristalleri üzerinde yapılan hassas analizler, bu klasik senaryoya meydan okuyor. Zirkon kristalleri, içerdiği uranyum ve kurşun oranları sayesinde yaş hesaplaması için çok değerli bir kaynak.
Araştırmacılar, Ay’daki bu kristallerin yaşını 4,46 ila 4,51 milyar yıl arasında buldu. Ancak magma okyanusunun varlığı, zirkon kristallerinin oluşmasıyla uyumlu görünmüyor.
Bu çelişkiyi açıklamak için Nimmo ve ekibi, Ay’ın 4,35 milyar yıl önce yeniden eriyerek kabuksal bir dönüşüm geçirdiğini öne sürdü. Bu sürecin, Ay’ın daha eksantrik bir yörüngede yer alması ve gelgit ısınmaları nedeniyle yüzeyde yeniden erimeler yaşanması sonucu gerçekleştiği düşünülüyor.
Yeni bulgular, Ay’ın yaşını 4,43 ila 4,53 milyar yıl arasında konumlandırıyor. Bu durumda, yaklaşık 4,54 milyar yıl yaşındaki Dünya ile Ay’ın neredeyse tüm yaşamları boyunca birlikte var olduğu sonucuna ulaşılıyor.
Ay’ın dev darbe kraterlerinin neden beklenenden az olduğu ve neden Dünya’ya kıyasla daha az metal içerdiği gibi sorular da bu yeni çalışma ile yanıt bulabilir.