Boşuna mı kaygılanıyoruz? Araştırmalar endişelerin yüzde 85’inin gerçekleşmediğini gösteriyor

Araştırmalar, endişelendiğimiz şeylerin yüzde 85’inin asla gerçekleşmediği ileri sürüyor. ABD’nin New York eyaletinde bulunan Cornell Üniversitesi araştırmacıların yürüttüğü çalışmada, insanların endişelendikleri şeylerin yüzde 85’inin gerçekleşmediğini ve gerçekleşen yüzde 15’lik kısmın yüzde 79’unun ya zorluklarla beklediklerinden daha iyi başa çıkabildiklerini ya da zorluğun onlara öğrenmeye değer bir ders verdiğini keşfettikleri ortaya çıktı.

Araştırmalar, endişe edilen şeylerin çoğunun gereksiz olduğunu ve bunu bilmenin stresi azaltmada etkili olabileceğini savunuyor. Çalışma sonuçlarını değerlendiren araştırmacılar, insanların kontrolü dahilinde olana odaklanarak daha sağlıklı bir zihniyet geliştirebileceği öne sürülüyor. Sürekli karamsar olmak ve potansiyel başarısızlara odaklanmak stresi artırırken konsantrasyonu da olumsuz yönde etkiliyor.

Çok fazla endişelenmek neye yol açar?

Önceki araştırmalar endişenin, beyne boşalttığı stres hormonlarının beyin kütlesini küçülttüğünü, IQ düşmesine sebep olduğunu, kalp hastalığına, kansere ve erken yaşlanmaya neden oluğunu, evlilik sorunları, klinik depresyon, yaşlılıkta bunama ve Alzheimer’a yakalanma riskini artırdığını vurguluyor.

Endişe ile başa çıkmanın yolları nelerdir?

Uzmanlar endişe ile baş etme yöntemlerinden bazılarının düzenli egzersiz yapma, doğayla iç içe olma (bahçe işleriyle uğraşmak gibi), düzenli meditasyon yapmak, korkuyu kabullenerek odak noktasını değiştirmek, korku ve endişeleri asla içe atmamak olduğu vurguluyor.