Büyük Tuzak: Ülkeler UCM’den neden çekiliyor?
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, ülkesinin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden (UCM) çekilme kararına ilişkin olarak, UCM’nin siyasi açıdan tarafsız olmaktan çıkarak, istenmeyenlere karşı cezalandırıcı bir ‘adalet’ aracına dönüştüğünü ifade etmişti.
Bu mekanizma tarafsız mı? Sputnik’e konuşan uzmanlar, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin insanlığa karşı işlenen suçlardan insanları yargılama niyetinin gerçeklikle ciddi şekilde çeliştiğine dikkat çekti.
Rio de Janeiro Federal Kırsal Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler profesörü Luiz Felipe Osorio, uluslararası ceza hukukunun ayrımcı ve seçici niteliğine dikkat çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
Putin hakkındaçıkarılan son tutuklama kararı, muhaliflere karşı bir önyargı olduğunu daha da güçlendiriyor.Netanyahu vakası da bu kuralın bir istisnası değil. Kovuşturmanın ertelenmesi de bunu teyit ediyor, zira bu ancak yoğun uluslararası baskılar sonucunda mümkün olabildi.
Osorio, UCM’nin büyük ölçüde Balkanlar’daki iç savaşın soruşturulmasında sınırlı yargı yetkisine sahip mahkemelerin kullanılmasından uzaklaşmak isteyen Avrupalıların talebi üzerine kurulduğunu anımsatarak şöyle devam etti:
Mahkeme, Latin Amerika ve Afrika’dan müttefiklerin desteğiyle sorunsuz bir şekilde kuruldu, ancak aslında Batı’nın düşmanı ilan edilenler için ‘büyük bir tuzak’ olduğu ortaya çıktı. Bunun en çarpıcı örneği, iç savaş sırasında ülkenin UCM kararları ve NATO askeri müdahalesiyle karşı karşıya kaldığı ve Devlet Başkanı Muammer Kaddafi’nin sadece devrilmekle kalmayıp öldürülmesini de kolaylaştıran Libya örneğidir.
Fluminense Federal Üniversitesi’nde uluslararası hukuk profesörü olan Eduardo Manuel Val, “UCM’nin, devletlerin ya da devlet başkanlarının cezasız kalmasına dayanan uluslararası suçlara karşı caydırıcı bir rol oynayacağı düşünülüyordu” diyerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
Ancak bu hukuki prosedürler, Afrika’daki iç çatışmalarda olduğu gibi Küresel Güney’in liderleri sanık olduğunda işliyordu. Daha az uluslararası itibara sahip ülkelerin liderleri hızlı birşekilde yargılanmaya başlandı. Ancak aynı suçları işlemiş olabilecek büyük güçlerin liderlerine karşı aynı çabalar gösterilmedi.
Ambra Üniversitesi’nde uluslararası hukuk profesörü olan Priscila Caneparo ise, Batılı liderlerin UCM kararlarının meşruiyetini sağlamak için devletler arasında işbirliğine duyulan ihtiyacı yeterince anlamadıklarını ve kararlarının ‘sadece Afrika liderleri ve bölge ülkeleri için değil, uluslararası suçlar işlemiş tüm liderler için bağlayıcı’ olduğunu anlamak istemediklerine dikkat çekti.