Christoph Daum: İstiklal Marşı’mızı okuyan tek yabancıydı | Yalnızca bir hoca değil, filozoftu

Futbol dünyası evvelki gece acı bir haberle sarsıldı… Fenerbahçe’nin eski kaptanı Ümit Özat, futbolculuğu devrinde bir arada çalştığı Christoph Daum’la çekilmiş bir fotoğrafını paylaşıp, “Hocam Daum’un biraz evvel vefat haberini aldım. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Bana kattıkların için teşekkür ederim. Ruhun şad olsun, ışıklar içinde uyu” diyerek Alman teknik yöneticinin vefatını duyurdu. Uzun müddettir gayret ettiği kanser hastalığına 70 yaşında yenik düşen Daum, Türkiye için sıradan bir yabancı futbol adamı değildi. Benzersizdi. Gerçek bir Türk dostuydu. İstiklal Marşımız’ı ezbere bilen ve her maçta okuyan bir yabancıydı. Daha doğrusu bizden biriydi. Artık sineması biraz geriye saralım ve Daum’un Türkiye’ye birinci ayak bastığı günlere dönelim…

SOLİNGEN FACİASI DÖNÜM NOKTASI OLDU

1991-92 döneminde VfB Stuttgart’ı Bundesliga şampiyonluğuna taşıyarak şimdi 39 yaşında mesleğinin doruğuna çıkan Christoph Daum, ünlü ve çok sayıda teklif alan bir teknik adam olmasına rağmen 7 Ocak 1994’te Beşiktaş’la mukavele imzalayıp, tüm dünyayı aykırı köşe yaptı. Alman çalıştırıcı, “Neden Avrupa’da bir gruba değil de Türkiye’ye gitmeyi tercih ettin?” diyenlere şu karşılığı verdi: “Türkiye’ye gitmemde 1993’te Solingen kentindeki ırkçı kundaklama saldırısı değerli bir rol oynadı. Üçü çocuk toplam beş Türk kundaklanarak katledildi. Tüm Almanya üzere bu çok sağcı olay beni de şok etti. Korkak akından dolayı utandım ve aslında biz Almanların o denli düşündükleri üzere olmadığımızı Türklere göstermek istedim.”

TÜRK HALKI DA ONU ÇOK SEVDİ

Türk halkı, Avrupa yerine ülkemizi seçen Christoph Daum’a sevgilerin en büyüğünü sundu. “Beşiktaş’la transfer görüşmesi yapmaya gittiğimde taraftarların ilgisi yüzünden neredeyse yürüyemedim. O kadar çok taraftar vardı ki, kimisi yanağımdan ve alnımdan öpüyordu. Tespihler ve nazar boncukları ve öbür armağanlar verenler… Adeta bir ikramlık eşya dükkanı açabilirdim” kelamlarıyla anlattı Türkiye’deki birinci gününü. İkişer devir misyon yaptığı Beşiktaş ve Fenerbahçe ile sonrasında kısa bir müddet çalıştırdığı Bursaspor’da taraftarlardan gördüğü sevgi şovlarıyla Türk halkına daha da yakınlaşan Daum, vakitle ‘içimizden biri’ oldu. İstiklal Marşımız’ı ezberledi, her maçta coşkuyla okudu. Atatürk rozeti takardı. Çay içerdi, müziklerimizi söylerdi. “Ben, Türk dostu değil, yarı Türk’üm. Türkiye benim ikinci vatanım” sıkıntısı.

ALMANYA Ulusal GRUBU HAYALiNi HOENES YIKTI

Christoph Daum, 24 Ekim 1953’te o vakit Doğu Almanya sonları içinde bulunan Zwickau’da doğdu. 5 yaşında iken büyükannesi ile birlikte Batı Berlin’e kaçtı. Alt liglerde geçen vasat bir futbolculuk mesleği olan Daum, 1981’de Köln Kulübü’nde antrenörlüğe, 1986’da teknik yöneticiliğe başladı. 2000 yılında Leverkusen’i çalıştırırken Almanya A Ulusal Ekibi için dönemin federasyon başkanı ile el sıkıştı. Lakin Uli Hoenes’in onun kokain kullandığını açıklaması ulusal kadronun başına geçme hayalini bitirdi.

KANSER YANLIŞ Vücudu SEÇTi

Duisburg kentinde yaşayan ufak tefek bir çocukken bile kendinden çok daha uzun ve güçlü olan sınıf arkadaşlarıyla arbede ettiğini anlatıyordu Christop Daum. Bu savaşçı ruhunu yeşil alanlarda da hiç kaybetmedi… FC Köln’ün genç ve şimdi tanınmamış bir teknik yöneticisi iken, Alman futbolunun 1 numarası Bayern Münih’e ve onun simgesi Uli Hoenes’e savaş ilan etti. 2022 sonbaharından bu yana akciğer kanseriyle gayret eden Daum, hastalığın başlangıcında gözlerden uzak olmayı seçti. Lakin bu durum kısa mühlet sonra değişti. Daum tekrar röportajlar vermeye ve TV programlarına çıkmaya başladı. İnsanlara daima, “Kanser yanlış vücudu seçti” diyerek bu hastalıkla savaşmaları için cüret vermeyi amaçladı.

DAUM’UN UNUTULMAZ SÖZLERi

· Düşebilirsin. Ne sıklıkta düştüğün değerli değil. Kâfi ki tekrar ayağa kalkmaya devam et.

· Âlâ ile harika ortasındaki fark ekseriyetle yalnızca bir ayak parmağıdır.

· Arabayı kullanırken daima öne bakarsınız, geriye bakmazsınız. O yüzden geleceği konuşmakta yarar var.

· Almanya’da futbolcunun kalbine girmek zordur, Türkiye’de ise beynine.

· Nihat Kahveci’yi satan şampiyonluğu satar.

· Alman futbolundaki kimi güçlü kümeler beni ulusal kadronun başında istemez. Halk ise ister. Referandum yapılsa o vazife benimdi.

DAUM iÇiN NE DEDiLER?

ÜMiT ÖZAT: Bendeki emeklerini asla inkar edemem. Yalnızca bir hoca değildi, bir filozoftu, bilge bir adamdı.

SERGEN YALÇIN: Motivasyon ustasıydı. Futbolcunun saha içindeki durumuyla ilgilenir, anlamaya çalışırdı. 

EROL BULUT: Bilgi çağının teknik adamıydı. Sistemli ve disiplinli çalışmaya inanırdı ve bunları muvaffakiyetle uygulardı. 

SERVET ÇETiN: Otoritesini sarsacak hareketlerim oldu fakat ona karşın bana sahip çıktı. Diğeri olsa takım dışı bırakırdı.

ALMAN EKOLÜNÜ GETiRDi

RECEP KESKiN: Bize çok tesiri olmuştu. Türkiye’ye Alman ekolünü getirdi. 4-4-2 yerine 3-5-2’yi bize öğretti.

KEMAL ASLAN: Futbolcuya paha veren ve sistemli oynatan teknik adamdı. Örnek alınması gereken bir kişiliğe sahipti.

ERTUĞRUL SAĞLAM: Kişiliği sağlam ve teknik bilgisi üst seviye bir futbol adamıydı. Bize katkısı çok büyüktür.

LEVENT KIZIL: Bursaspor’un tanıtımına katkı yapan ve büyük düşünmesini sağlayan çok kıymetli bir futbol adamıydı. 

ZAFER ÖĞER: Dayanılmaz zeki bir insandı. Futboldaki oyun sistemleri üzerine baş yoran ve uygulayan bir hocaydı.

MUTLU TOPÇU: Saha içinde sistemli oynamanın şifrelerini bize öğretmişti.

ONDAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDiK 

MEHMET ÖZDiLEK: Futbol ve Türkiye aşığı. Her vakit bizlere takviye oldu. Hepimiz ondan çok şey öğrendik.

ALi GÜLTiKEN: Futbolun temel inceliklerini nakış üzere dokuyan adam. İnsanlığı ve teknik adamlığı ile iz bıraktı

ACUN ILICALI: Fenerbahçemiz’e çok hoş şampiyonluklar yaşattı. Üçüncü şampiyonluğu garip bir maçla elinden alındı.

TUNCAY ULU: Oyun ve hayat disiplini manasında bize inanılmaz katkıları oldu. Türk futboluna hoş hizmetler yaptı. 

CAN ARAT: Futbolcuyla birebir ilgilenir, eksiği, problemleri varsa gidermeye çalışırdı. Çok taraflı bir teknik adamdı. 

ÜMiT BOZKURT: Egosuz, futbolcusunun gelişimine ve muvaffakiyete endeksli sistem adamıydı.

SERDAR KULBiLBE: Teknik adamlığı tartışılmaz. Kulübü için elinden geleni yapardı.

4 KULÜPTE 10 KUPA KAZANDI

3 Süper Lig (F.Bahçe 2, Beşiktaş 1)
1 Türkiye Kupası (Beşiktaş)
2 Türkiye Muhteşem Kupası (F.Bahçe, Beşiktaş)
1 Almanya Ligi (VfB Stuttgart)
1 Almanya Üstün Kupası (VfB Stuttgart)
1 Avusturya Ligi (Austria Wien)
1 Avusturya Kupası (Austria Wien)