Cumartesi Anneleri 1013. haftasında: Mehmet Yaşar için adalet istediler
Cumartesi Anneleri 1013. hafta açıklamalarında gözaltında kaybedilen Mehmet Yaşar’ın akıbetini sordu. Yaşar’ın çocukları yazdığı mektupta, “Sen benim acımın rengi, anamın bitmeyen bekleyişisin” dedi.
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek için Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları bu hafta da meydandaydı.
Kayıp yakınları 1013. haftada, 28 Şubat 1994’te gözaltında kaybedilen Mehmet Yaşar’ın akıbetini sordu
“BİR FAİLİ MEÇHULUN KIZIYIM”
Mehmet Yaşar’ın ailesi Galatasaray Meydanı’na gelemedi. Aile bu nedenle bir mektup gönderdi. Ailenin mektubunu 19 Ekim 1995’de gözaltına kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Jiyan Tosun okudu. Mehmet Yaşar’ın kızı Evin Yaşar’ın yazdığı mektupta şunlara yer verildi:
“Ben altı yaşımı basma kumaşlarından dikilen bir faili meçhulün kızıyım, evlatlarıyız. Biz, hayatın sunduğu hiçbir renkten nasibini alamayan, griden öteye bir mezar sahibi olacak kadar hak ve adaletten nasibini almayan güçlü evlatların. Bir akşam vakti Beyaz Toros ile sorgusuz, sualsiz altı evladından aldılar seni. Çocukluğumdan, sevincimden, özgürlüğümden aldılar. Yetimleşti bütün kelimeler, çaresizlik desen üç öğün aş misali. Oysa her kız evladı, kahramanı olan baba duygularıyla büyümeli, sevilmeliydi. Bunu çok gördüler yarınlarımıza. Evlatların olarak seninle her daim gurur duyduk. Sen benim 30 yıldır büyümeyen altı yaşımsın. Sen benim imkansızlıkları maviye çalan şiirimsin. Sen benim özgür yarınlarımın beyaz güvercinisin. Sen benim acımın rengi, anamın bitmeyen bekleyişisin. Sen benim başımın dik duruşusun. Cumartesi Anneleri’nin Mehmet Yaşarı’sın.”
Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen kayıp yakınlarının bu haftaki açıklamasını Hayrettin Eren’in yeğeni Setenay Yarıcı okudu. Açıklamada öne çıkan başlıklar şöyle:
“30 YILDIR SORUYORUZ”
1013. haftamızda da Anayasa’yı hiçe sayan yöneticilerin keyfi kararları nedeniyle, kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray Meydanı yine polis bariyerleri ile bize kapatıldı. Ancak biz 1013 haftadır ısrarla söylüyoruz: Unutturma pratiklerinin her çeşidinin devreye sokulduğu bu topraklarda, acılarımızın, yaralarımızın izini sürmek; hikayelerimizi anlatmak, unutmamak ve hatırlamak, inkara ve cezasızlığa karşı bir direniş biçimidir. Bu yüzden 1013 haftadır kayıplarımızın fotoğraflarını göğsümüzde, hikayelerini dilimizde taşıyarak kamuoyunun karşısına çıkıyoruz. Bize yaşatılanların duyulmasını, bilinmesini istiyoruz.
“YAŞAR AİLESİNİN SESİYİZ”
1013. haftamızda da “30 yıl önce gözaltında kaybedilen Mehmet Yaşar’ı unutmadık” diyerek bir araya geldik. Fiziken aramızda olamasalar da tüm kalpleriyle bizimle olan Yaşar Ailesi’nin Galatasaray’daki sesiyiz. 32 yaşındaki 6 çocuk babası Mehmet Yaşar, Hakkari Yüksekova’da yaşıyordu. Esnaftı ve bir lokanta işletiyordu. Defalarca evi basıldı, gözaltına alındı ve ağır işkencelere maruz kaldı. Ortağı olduğu lokanta ateşe verildi ve “önce malın, sonra canın” şeklinde tehdit notları bırakıldı. Bu nedenle tedirgindi. Mehmet Yaşar, 28 Şubat 1994’te amcasının kızının evine iftar yemeğine katıldı. Yüksekova Merkez’deki evin bulunduğu mahalle, asker ve polisler tarafından saat 20:00 civarında kuşatıldı. Mehmet Yaşar’ın bulunduğu eve gelen silahlı dört kişi, kendilerini polis olarak tanıttı ve kimlik kontrolü yaptı. Eve gelen polisler kimlik kontrolünün ardından “Bizimle emniyete geleceksin, ifadene başvuracağız” diyerek Mehmet Yaşar’ı gözaltına aldı. Beyaz Toros’a bindirilerek götürülen Mehmet Yaşar’dan bir daha haber alınamadı.
“VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı; Mehmet Yaşar’ın gözaltına alındığı inkar edildi. Arayışlarını sürdüren aile, tehdit ve baskıyla karşılaştı. Ailesinin tüm çabalarına rağmen, 30 yıldır Mehmet Yaşar’ın akıbeti karanlıkta bırakıldı; suçun failleri ve sorumluları cezasızlık zırhıyla korundu. Tüm çabaları sonuçsuz kalan baba Hamit Yaşar, 23 yıl önce mücadelesini çocuklarına ve torunlarına devrederek aramızdan ayrıldı. Mehmet Yaşar’ın annesi Reyhan Yaşar, eşi Mehsima Yaşar ve çocuklarının hakikati bilme ve bir mezar taşına sahip olma talepleri, bizim de talebimizdir. Gözaltında kaybetmeler, zamanaşımına tabî olmayan suçlar kapsamındadır. Adli makamlardan, Mehmet Yaşar’ın akıbetini açığa çıkaracak, suçun failleri ile sorumlularını yargılayarak cezalandıracak etkinlikte bir soruşturma başlatmalarını talep ediyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Yaşar için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.