Deniz Berktay ile Kuzeyden Notlar: Biden’ı şimdiden siyasi mezara gömdüler
Siyasette olsun, hayatta olsun bir şey gerçekleşmeden önce kesin hüküm vermek hatalı olur. ABD’deki seçimlere de üç aydan fazla zaman var. Gel gelelim son iki haftada olanlar, Trump’ın iktidara yürüyüşünün kaçınılmaz olduğu izlenimini veriyor.
Önce Biden-Trump tartışmasında Biden’ın düşük performansı, sonra Biden’ın Zelenski’yi takdim ederken “Size Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’i takdim ediyorum” demesi, son olarak da Trump’ın suikast girişiminden reytingleri artırarak çıkması sonucunda pek çok siyasi gözlemci, Biden’ı şimdiden siyasetin mezarlığına gömüverdi. Benim bu taraflarda da (Doğu Avrupa) herkes, Trump’ın neler getireceğini tartışıyor. O nedenle Biden hakkında şimdiden iki satır yazmak fena olmayacak.
Hatırlayacağımız üzere Trump’ın dış politikadaki nispeten pasif ve iç politikaya ağırlık veren tavrından farklı olarak Biden, “ABD’nin, dünyaya geri döndüğünü”, dünyaya liderlik etmeye hazır olduğunu söyleyerek iktidara gelmişti. Bu “liderlik” politikasının Ukrayna’daki sonuçlarını görüyoruz. Ne var ki Biden’ın Ukrayna’ya ilgisi, başkanlık dönemiyle sınırlı değildi. Trump’tan bir önceki başkan Barack Obama zamanında Biden, ABD’nin Doğu Avrupa politikasını yürütüyordu. ABD’nin açık destek verdiği Ukrayna’daki 2014 İhtilali sırasında Biden, kendi anılarında da yazdığı üzere dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’e telefon açarak ona “Görevi bırak” diye talimat vermişti.
Biden, Batı destekli ihtilal sonrası Ukrayna’nın yeni yönetimiyle daha da yoğun ilişkiler kurdu. İhtilalden sonraki erken cumhurbaşkanlığı seçimlerini, iş insanı Petro Poroşenko kazanırken erken parlamento seçimleri koalisyon hükümetiyle sonuçlanmıştı. Ne var ki hepsi Batı yanlısı da olsa koalisyonun ortakları, her fırsatta birbirine giriyordu. Bunları barıştırmak da Biden’a düşüyordu. Biden, Kiev’e gidip gelerek kendine özgü tatlı-sert üslubuyla, koalisyonun farklı kanatlarını barıştırıyor, Ukrayna’da iktidarı dağılmaktan kurtarıyordu.
KÜFÜRBAZ BİDEN
Biden’ın Ukrayna’ya ilgisi, sadece jeopolitik nedenlerden kaynaklanmıyordu. Onun burayla “duygusal” bağları da mevcuttu. Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın Ukrayna’da da faaliyet gösteren bir enerji firması vardı ve Ukrayna’nın Başsavcısı Viktor Şokin, bu firma hakkında inceleme başlatmıştı. Sen misin başlatan? Biden, Kiev’e atlayıp gelmiş başsavcı ile ilgili başka iddiaları da öne sürerek onun istifasını talep etmişti. Sonradan Council of Foreign Relations’ta yaptığı konuşmada bu olayı anlatan Biden, dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Poroşenko ve Başbakan Yatsenyuk’a, başsavcıyı görevden almadıkları takdirde Ukrayna’ya “milyar dolarlık kredinin verilmeyeceğini söylemiş ve başsavcıyı görevden aldırtmıştı. Bunu da Biden, o toplantıda, “Sonunda o o… çocuğunu görevden aldılar” diye açıklamıştı. Benim yazmaktan utandığım bu ifadeyi Biden, açıkça söylemekten sıkılmıyordu ve bunu yaparak emperyalizm kavramının pek de soyut bir şey olmadığını, parayı verenin düdüğü de çalacağını en net şekilde gösteriyordu.
Ukrayna basınında pek çok kişi şimdiden Biden’ın Rusya karşısında Ukrayna’yı ortada bıraktığı yönünde yorumlara başladı. ABD’deki muhtemel iktidar değişikliği, buradaki savaşı da Ukrayna’daki iç siyasi dengeleri de belirleyecek. Yani kartlar yeniden dağıtılacak. Bunları da önümüzdeki haftalarda daha ayrıntılı ele alırız.
[email protected]