Denktaş’ı hatırlamak
Kuzey Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı binasının yerine yapılan ve bağlantı yolları ile birlikte yaklaşık 5,5 milyar lira harcanan 55 bini kapalı alan olmak üzere toplam 640 bin metrekarelik yeni Saray ve Cumhuriyet Meclisi binası tamamlanmış. 452 bin metrekarelik Millet Bahçesi ile 2 bin kişilik caminin de bulunduğu yerleşkenin açılışı yakında yapılacakmış.
…
Silihtar Suyolu veya Silahtar Suyolu, Lefkoşa’da bir suyoluydu.
Kanlıdere üzerinden geçip Girne Kapısı ve Mağusa Kapısı’nın yanından geçerek Büyük Kaymaklı’ya kadar uzanmaktaydı. Sazlı Burcu’nun da yanından geçmekteydi. 1801-1803 yılları arasında Kıbrıs valisi Silahtar Hacı Hüseyin Ağa tarafından yapılmıştır. Adını da validen alır. Daha sonra kurumuş ve kullanımdan kalkmıştır.
“Silihtar”, hali hazırda şimdiki Cumhurbaşkanlığı Sarayının bulunduğu yerin de “mahallî semt ismidir”.
Bina, 1939 yılında, İngiliz idaresi zamanında, Lefkoşa’nın Türk mahallesinde, Quirini Burcu üzerine inşa edilmiştir. Lefkoşa valisinin tarafından kullanılması için mimar Robert Macartney tarafından 1920’li yıllarda çizilmiştir. 1960’ta, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ardından Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yardımcısı Fazıl Küçük tarafından ikametgâh olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulana kadar Türk Toplum Lideri makamı olarak kullanılmıştır. Kuruluşun ardından KTFD Cumhurbaşkanlığı Sarayı olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ardından KKTC Cumhurbaşkanlığı Sarayı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzdeki Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından kullanılmaktadır.
Evvel zaman içinde “Devlet Kuran son Türk” olan Denktaş’ı bir ziyaretimden çıkışta kapıda sohbet ederken; binanın girişinde iç tarafta bulunan çift başlı, çift kuyruklu geleneksel İngiliz Arslanı motifinin kendisini rahatsız edip etmediğini sormuştum.
Her zamanki babacan tavrıyla ve gülerek; “Bırak tepelerinde dalgalanan Türk bayraklarını görsünler 24 saat, öne eğilmiş başlarını zevkle seyrediyorum” demişti.
O binanın halen de KKTC Cumhurbaşkanlarının makamı olarak kullanılıyor olması sembolik olarak son derece anlamlıdır.
“Tarih”, “okuyuşunuza” bağlı olarak tarihten duyulan zevktir, tarihten alınan intikamdır, tarihin intikamıdır.
Yeni “SARAY”da, İngiliz Arslanı ol(a)mayacağına göre tarihten o intikamı alamayacak mıyız dersiniz?