Erdoğan’ın başdanışmanından ‘yüzde 50+1’ vurgusu: Halkın ihtiyaçlarına göre düzenlenebileceğini
Van’da yaşanan mazbata krizini eleştiren bazı AKP’lileri hedef alarak, “Aldıkları tutum kaydedildi” açıklaması yapan ve parti içinden de tepki gören Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, 16 …
Van’da yaşanan mazbata krizini eleştiren bazı AKP’lileri hedef alarak, “Aldıkları tutum kaydedildi” açıklaması yapan ve parti içinden de tepki gören Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleştirilen referandumun yıl dönümünü kutladı.
Uçum, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin, parlamenter sisteme göre ‘demokratik meşruiyet’ açısından birçok üstünlüğe sahip olduğunu savundu
Uçum, “Türkiye’yi güçlendiren, demokrasimizi geliştiren, halkın gücünü artıran, demokratik sistemin işleyişinde seçmen iradesini belirleyici hale getiren Cumhurbaşkanlığı sisteminin halkımız tarafından kabulünün yedinci yıldönümü kutlu olsun” ifadelerini kullandı.
Yüzde 50+1 kuralına da değinen Uçum, “Siyaset kurumu zaman zaman yüzde 50+1 kuralını tartışmaya açıyor. Tartışmada bu kuralı siyasetin ihtiyaçlarından ziyade halkın ihtiyaçları ve kapsayıcı demokratik siyaset üzerinden ele almak üstün yarardır” diye yazdı.
Uçum, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“BİRÇOK ÜSTÜNLÜĞE SAHİP”
“Parlamenter sistemde sıkça rastlanan hükümet kurulma krizleri ortadan kalktı, her iki dönemde de Cumhurbaşkanı seçildiğinde hükümet kuruldu ve hiç bir zaman kaybı olmadan çalışmaya başladı. 2023 Mayıs seçimlerini parlamenter sisteme dönüş seçimleri olarak ilan eden muhalefetin hem Cumhurbaşkanı hem TBMM seçimini kaybetmesiyle seçmen geriye dönüşü de reddetmiş oldu. Nitekim bunu bazı muhalefet temsilcileri de kabul etti. Başkanlık sistemi, Türkiye’deki adıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi demokratik meşruiyet ve kuvvetli icra açısından parlamenter sisteme göre birçok üstünlüğe sahip. Halkın ilk ya da ikinci turda başkanı seçerek hükümeti kurması, halkın siyasal sistemin işleyişinde hem milletvekillerini hem başkanı doğrudan seçerek yani iki oy gücüne sahip olarak belirleyici konuma gelmesi, özellikle günümüzde milli devletler için elzem olan güçlü yürütme ihtiyacını karşılaması, karar alma süreçlerinde daha yüksek etkinlik, kolektif çalışmanın verimliliğinin artması, hükümetin zaman yönetiminin çok daha başarılı olması, gibi hususlar başkanlık sisteminin öne çıkan özelliklerinden bazılarıdır.
“SEKÜLER-MUHAFAZAKAR KARŞITLIĞINI PARÇALAYIP ATTI”
Ülkemizde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi açısından cumhurbaşkanının birinci ya da ikinci turda yüzde elliden fazla oyla seçilmesi de toplumsal ve siyasal güvence normu olarak çok önemli bir role sahip oldu. Siyasi yelpazenin neresinde yer alırsa alsın iddialı her siyasi parti toplumun her kesimine yönelik kapsayıcı bir siyaset geliştirmeyi bir demokratik mecburiyet olarak görmeye ve anlamaya başladı. Demokratik siyasetin kapsayıcı olması hususu yüzde 50+1 kuralıyla desteklenen ve gelişen bir özelliğe dönüştü. Bu kural geçmişte siyaset üzerinden toplumda üretilmeye çalışılan özellikle seküler-muhafazakar karşıtlığını adeta parçalayıp attı. Şimdi ana aktör partilerin hepsi toplumun her kesimine hitap etmek için politikalar geliştiriyor. Başörtüsü özgürlüğünde olduğu gibi yasal girişimlerde bulunuyor. Siyaset kurumu zaman zaman yüzde 50+1 kuralını tartışmaya açıyor. Tartışmada bu kuralı siyasetin ihtiyaçlarından ziyade halkın ihtiyaçları ve kapsayıcı demokratik siyaset üzerinden ele almak üstün yarardır. Sonuçta demokratik siyaset kendisi için yapılan bir faaliyet değildir. Demokratik siyasetin aktörleri halkın temsilcileridir, siyaseti halk için yaparlar, halk için yapmaları gerekir. Esas olan talep siyasetidir, halkın ihtiyaç ve talepleri üzerinden yapılan siyasettir. Bunun karşısında olan tez siyaseti genellikle siyasi aktörleri halka rağmen siyaset yapma noktasına savuruyor. Bu nedenle halka dayanan siyaset (talep siyaseti) yerine temsil siyaseti (tez siyaseti) yapanlar çoğunlukla kaybediyor, istisnai olarak başarılı oluyor.
“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN SİYASAL PRATİĞİ DE BUNUN ÇOK ÇARPICI ÖRNEĞİDİR”
Zaten pratik gösteriyor ki halka dayanan siyaseti tercih edenler ve doğru yapanlar demokratik rekabette her zaman çok daha başarılı oluyor. Halka dayalı siyasetin en başarılı lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasal pratiği de bunun çok çarpıcı örneğidir. Bu vesileyle Türkiye’yi güçlendiren, demokrasimizi geliştiren, halkın gücünü artıran, demokratik sistemin işleyişinde seçmen iradesini belirleyici hale getiren Cumhurbaşkanlığı (Hükümet) Sisteminin halkımız tarafından kabulünün yedinci yıldönümü kutlu olsun.”