Ermeni ayaklanması ve zamanın adaleti: Mehmet Kemal Bey’in kaderi
Bugün 10 Nisan…
Birçok kişi için sadece doğum günü değil, aynı zamanda Mehmet Kemal Bey’in haksız yere idam edildiği günün yıldönümüdür.
Vakıa, Yozgat’ın Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey’in, Ermeni tehciri safsatasının o dönem kurgulanmış senaryolarla haksız olarak, üstüne üstlük siyasi bir kararla idam edilmesinin yıldönümüdür.
Bu olay Türk milletini derinden yaralamış ve yaralamaya da devam edecektir.
Hayatına kısaca göz atacak olursak: Mehmet Kemal Bey, 1 Mart 1884‘te babasının memuriyeti dolayısıyla Beyrut’ta doğdu. Eğitim hayatında başarı göstererek Mülkiye Mektebi’nden mezun oldu. Memuriyetine 1908’de başlayan Mehmet Kemal Bey, çeşitli görevlerde bulundu. Ancak Karamürsel kaymakamlığı sırasında idari suiistimal iddialarıyla karşı karşıya kaldı. Ancak suçsuzluğu kanıtlandı ve görevine geri döndü. Daha sonra Yozgat’ta göreve başladı ancak Ermeni tehciriyle ilgili iddialar nedeniyle tutuklandı ve mahkemeye çıkarıldı. Mahkeme, onu suçlu buldu ve idam cezası verdi. Ancak Mehmet Kemal Bey’in savunması ve tanıkların ifadeleri gerçek dışı bulundu. Sonuç olarak, haksız yere idam edildi.
Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey, Osmanlı İmparatorluğu’nun yorgun ve çalkantılı yıllarında yaşamış önemli bir devlet memurudur. 1880’li yıllardan sonra Osmanlı İmparatorluğu içeriden ve dışarıdan sinsi faaliyetlerle sarsılmaya başlamıştı. Bu dönemde içeride Ermeni örgütleri başkaldırılar düzenliyor, isyan provası yapıyorlardı. Devlet memurları da bu zorlu dönemde geniş sınırlara yayılmış topraklarda görev yapıyordu. Mehmet Kemal Bey 15 Mayıs 1915 tarihinde Ermeni olaylarının yaşandığı Boğazlıyan Kazasına kaymakam olarak atanmıştır. Bu dönemde Ermeni ayaklanmaları artmaya başladı. Mehmet Kemal Bey, bu zorlu dönemde görevini yürütmüştür.
Kemal Bey’in idam kararı, Damat Ferit Hükümeti ve gayretleriyle alınan Şeyhülislam Mustafa Sabri fetvası ve Vahdettin’in onayından sonra gerçekleştirilmiştir. Talat Paşa, Enver Paşa, Cemal Paşa’nın yanı sıra Atatürk için idam kararı veren mahkemenin aldığı kararla vatansever Kaymakam Kemal Bey 10 Nisan 1919 tarihinde idam edilmiştir.
Kaymakam Kemal Bey’in idam sehpasındaki son sözleri ise; “Sevgili vatandaşlarım! Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki, ben masumum. Son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa kahrolsun böyle adalet. Asil Türk milletine çocuklarımı emanet ediyorum. Borcum var, servetim yok. Üç çocuğumu millet uğruna yetim bırakıyorum. Yaşasın millet…” şeklinde olmuştur.
İdamdan sonra Kemal Bey’in babasıyla Atatürk arasında şu konuşma geçmiştir: “Sen öyle bir evlat yetiştirdin ki oğlun bu meşaleyi tutmasaydı biz ateşi yakamazdık. Işık tutan senin oğlundur.”
Ümit Doğan, “Çarpıtılan Tarihle Hesaplaşma/Vahdettin ve Mustafa Kemal” kitabında bu meseleye geniş yer vermiştir.
Mehmet Kemal Beyin ailesine Mustafa Kemal Atatürk sahip çıkmıştır…
“Atatürk önderliğindeki milliyetçiler ise çıkarttıkları kanunlarla Ermeni meselesi dolayısıyla yargılanıp idam edilen Türk bürokratların yanında olduklarını gösterdiler. TBMM’nin 14 Ekim 1922 tarihinde çıkarttığı bir kanunla Kemal Bey Millî Şehit ilan edildi. Kemal Bey’in eşi Hatice Hanım ve çocuklarına vatanî hizmet tertibinden ömür boyu maaş bağlandı. Ermeniler tarafından terkedilmiş olup Vakıflar İdaresi’ne devredilmiş bulunan 1 apartman ve 1 ev tahsis edildi.”
Kemal Bey, idamından önce yetkililere verdiği vasiyetnamede şu şekilde yazmıştır: “Fert ölür, millet ise yaşar ve inşallah Türk milleti yaşayacak…” ilelebet yaşayacaktır.
Ruhun şâd, mekânın cennet olsun Şehit Kaymakam Mehmet Kemal Bey!