Evrenin en büyük gizemi çözülüyor mu? Bilim dünyasını sarsan iddia!
Karanlık enerji, on yıllardır bilim dünyasının en büyük bilmecelerinden biri olarak görülüyor. Evrenin hızlanarak genişlemesini açıklamak için ortaya atılan bu kavram, belki de düşündüğümüz gibi bir sır olmayabilir. Yeni Zelanda’daki Canterbury Üniversitesi’nden bilim insanları, karanlık enerjinin gerçek olmadığını öne süren radikal bir teori geliştirdi.
Evrenin genişlemesi ve hızlanmasının ardındaki gizem, on yıllardır bilim insanlarının zihinlerini meşgul ediyor. Ancak Yeni Zelanda’dan gelen çarpıcı bir teori, karanlık enerjinin aslında hiç var olmadığını iddia ederek kozmoloji dünyasında bir devrim yaratabilir.
YENİ TEORİ: ZAMAN MANZARASI
Yeni Zelanda’daki Canterbury Üniversitesi’nden Profesör David Wiltshire ve ekibi, yayınladıkları makalede, evrenin genişlemesini açıklamak için karanlık enerjiye ihtiyaç olmadığını savunuyor.
“Zaman manzarası” adını verdikleri yeni model, kütleçekim alanlarının zamanın akışını değiştirdiğini öne sürüyor. Bu modele göre, Dünya’daki saatler, galaksiler arası boşluklarda yer alan saatlere göre çok daha yavaş ilerliyor.
Wiltshire, bu durumun, evrenin hızlanarak genişlediği yanılsamasını yaratabileceğini belirtti.
Wiltshire, “Artık elimizde o kadar çok veri var ki, genişleyen evrenimizin sırlarını çözmek için daha önce hiç olmadığımız kadar yakın bir konumdayız.” diye ekledi.
Araştırmacılar, süpernova patlamalarından gelen ışığı inceleyerek, “zaman manzarası” modelinin mevcut verilere en iyi şekilde uyduğunu ortaya koydu. Uzak süpernovalardan alınan ışık ölçümleri, karanlık enerjiyi gereksiz kılan bu modelin doğruluğunu destekliyor.
Bu teori, galaksiler arası boşlukların beklenenden daha hızlı büyüdüğünü gösteren James Webb Uzay Teleskobu’nun son verileriyle de örtüşüyor. Araştırmalar, evrenin genişleme hızını geleneksel teorilerden yüzde 8 ila 12 daha fazla olarak ölçmüştü.
Avrupa Uzay Ajansı’nın Temmuz 2030’da fırlatılan Euclid uydusu, bu yeni modelin doğruluğunu kanıtlamak için gerekli olan yüksek hassasiyetli ölçümleri yapacak. En az bin yüksek kaliteli süpernova gözlemi gerektiren bu süreç, evrenin temel yapısını anlamada devrim yaratabilir.