‘Hatay 85 yıl sonra yine risk altında’
85 yıl önce bugün Hatay, Hatay Meclisi’nde yapılan oylamadaki oybirliği ile anavatana katıldı. Kararın ardından 23 Temmuz 1939’da yapılan anavatana katılış töreninde, Antakya’da kışladan Fransız bayrağı indirilerek Türk bayrağı çekildi.
Hatay’ın Mondros’a aykırı olarak işgal edilmesinden hemen sonra Atatürk’ün girişimleri ve Hatay halkının isteği doğrultusunda Türkiye’den ayrılmama kararlılığının mücadeleye dönüştüğünü belirten Doç. Dr. Mahmut Bolat, “Bu kapsamda Türk Milli Mücadelesinin ilk kurşunu da bu mücadele sırasında, 19 Aralık 1918’de Dörtyol’un Karakese köyünde Ömer Hoca’nın oğlu Mehmet (Kara) tarafından atılmıştır” dedi. Bolat, Alman subaylarının “Artık harp bitmiştir” şeklindeki sözlerine karşılık Mustafa Kemal Paşa’nın “Onlar için harp bitmiş olabilir. Bizim için yeni başlıyor” sözlerinin Hatay’daki yerel mücadeleye güç verdiğini söyledi
Atatürk’ün Hatay konusunda kafasının çok net olduğunu belirten Bolat, “Stratejisi ise Türk orduları bölgeden çekilse bile, bölge halkı tarafından bir direniş başlatılacak, fakat halk yalnız bırakılmayacak, yol gösterilecek ve yardımda bulunulacaktı. İki aşamalı bu planda Hatay’ı önce bağımsız bir devlet konumuna getirmek ve sonrasında da Türkiye’ye ilhak etmek” sözleriyle özetledi. Bolat, “Atatürk Hatay’ın Türkiye’ye katılma aşamasını görememiş olmakla birlikte bu zafer, Atatürk’ün ‘Şahsi meselem’ diyerek sahiplendiği ve ömrü boyunca yaptığı mücadele ve yaşamının son anlarında ağır hastalığını hiçe sayarak, hayatını riske ederek yaptığı girişimler sayesinde kazanılmıştır ki bu nedenle Hataylılar Atatürk’ü Hatay şehidi diyerek yad etmektedirler” dedi.
CUMHURİYET HEDEFTE
Hatay Barosu Başkanı Cihat Açıkalın, depremle yıkılan Hatay’ın demografik dengelerinin hem göç hareketleri nedeniyle hem de deprem sonrası uygulamaya girilen rezerv alan yasası ve riskli alanlar belirlenmesi çalışmalarıyla risk altında olduğuna dikkat çekti. Aççıkalın, “Deprem öncesi Suriye savaşı nedeniyle sınırımıza yığılan ve sonrasında kontrolsüz geçişlerle adeta şehrimizi işgal eden istila hareketine karşı durulması gerektiğini sürekli dile getirdik. Cumhuriyet değerlerini hedef alan, toplum yaşamını yozlaştıran sığınmacı istilasının başlangıçtaki insani sahipleniş gerekçelerinin yani savaşın da fiilen sonlanmış olmasına rağmen hâlâ bu bahanenin arkasına sığınarak ülkeye ve dünyaya örnek Hatay kent yaşamı ve kültür dokusunu hedef alınmasına sessiz kalınması kabul edilemez”