İstanbul’un işgal yıllarını anlatan ‘Tut Elimden İstanbul’ raflardaki yerini aldı
Gazeteci yazar Fügen Ünal Şen’in yeni romanı ‘Tut Elimden İstanbul’ raflardaki yerini aldı. Roman okuru, ülkenin gizli siyasetinin, gelecek planlarının ve en tutkulu hikâyelerinin başkenti olan İstanbul’un karanlık günlerine, işgal yıllarına götürüyor. Eser, yüz yıl önce, İngiliz, Fransız, İtalyan askerler denizleri; karanlık çeteler arka sokakları hâkimiyet altında tutarken her şeye rağmen vazgeçmeyen, direnen insanların hikâyesini anlatıyor.
Yazarın titiz araştırmalar sonucu etkileyici bir olay örgüsüyle kaleme aldığı Tut Elimden İstanbul, bir milletin kurtuluş, bir ülkenin kuruluş döneminin siyasi iklimini, ülkenin toplumsal ve duygusal değişimini, yazılan isimsiz destanları ustalıkla resmediyor. Sürgünler, yerinden yurdundan edilen insanlar, ertelenen aşklar, kaybolan hayatlarla dolu bu roman, hem dönemin tarihini, ödenen bedelleri hatırlamak hem de kurgusal bir dünyada o anları yaşayanların gözünden düşünebilmek açısından etkileyici bir dille anlatılıyor.
“İSTANBUL’UN ELİNDEN YARATTIĞIM 6 KARAKTER TUTTU”
İşgal günlerinin gerçek olaylarını, roman kahramanlarının tanıklıklarıyla anlatan ve okuru yüz yıl önceye götüren Şen, “Tut Elimden İstanbul, İstanbul’un işgal yıllarını anlatıyor. Ben İstanbul’un elinden tuttum. Aslında İstanbul’un elinden yarattığım 6 karakter tuttu. Neden 6? Çünkü 6 Ekim 1923 İstanbul’un kurtuluş günü. Bu 6 karakterin yaşadığı 6 önemli gün var. Ondan sonra Sultanahmet mitingi gibi gelişen hikayeler anlatılıyor. O dönemin en önemli olaylarına şahitlik eden, yaşayan karakterler gerçek karakterlerle el ele vererek İstanbul’un işgal günlerini yaşıyor. O dönemin mekan ve detayları 6 karakterin hayatında önemli bir şekilde yaşıyor. 6 karakter 6 gün ama aslında 5 yıl süren işgal dönemi var. Bu dönemi 6 günde anlatan bir öykü yerleştirildi. İstanbul’da yaşayanlar olarak yanlarından geçtiğimiz, unuttuğumuz, ne olduklarının çok da farkında olmadığımız mekanlar var. Örneğin Ataköy’deki Baruthane, millet bahçesi olarak açıldı. O dönem İngilizlerin silah deposuydu. Ya da Beyoğlu’nda öğretmenevi olarak kullanılan o dönemin kroecker oteli. Otel İngilizlerin istihbarat merkezi olarak kullanıldı. Alt katı da işkencehaneydi. Geçtiğimiz yıl işgalin 100’üncü yılını yaşadık. Bunu bir kez daha hatırlamak; insanlar üzerinden İstanbul’un işgal günlerini o dönemin insanı üzerinden yaşamak ve yaşatmak istedim. Umarım okur da bu duyguyla kitabı okur ve bu duyguyla o günlere gidebilir” dedi.