Macron’un kararı Fransa’yı kaosa sürükledi! Tepkiler çığ gibi: ‘Absürt bir komediye dönüştü’
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Ulusal Meclisin en büyük siyasi grubu solcu Yeni Halk Cephesinin ortak başbakan adayı Lucie Castets’i atamayacağını duyurması, sol ittifakı çileden çıkardı. Macron’u “seçim sonuçlarını görmezden geldiği için demokrasi karşıtı darbe” yapmakla suçlayan LFI cumhurbaşkanının azledilmesi için yasal süreç başlatacaklarını duyurdu. Dünya medyası ise Macron’un Fransa’yı kaosa sürüklediğini , Cumhurbaşkanına yönelik öfkenin giderek arttığını yazdı.
Fransa’da erken genel seçimlerden bu yana yaklaşık 2 ay geçmesine rağmen hala hükümet kurulamazken Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, meclisin en büyük siyasi grubu solcu Yeni Halk Cephesi (NFP) ittifakının başbakan adayını atamayı reddetti.
SEÇİM SONUÇLARINI ‘YOK SAYMAKLA’ SUÇLANIYOR
Ülkesinin ev sahipliği yaptığı 2024 Paris Olimpiyatları boyunca askıya aldığı hükümet kurma sürecini, geçen hafta parti liderleri ve parlamentodaki siyasi grupların temsilcilerini Elysee Sarayı’nda ağırlayarak yeniden başlatan Macron, seçim sonuçlarını yok saymakla suçlanıyor.
Bir dizi temasların ardından yeni başbakanı ataması gereken Macron’un, erken genel seçimlerde Ulusal Mecliste en fazla sandalyenin sahibi olan solcu 4 partinin oluşturduğu Yeni Halk Cephesinin (NFP) başı çektiği bir hükümetin kurulmasına izin vermemesi tepki topladı.
Macron, “istikrarlı ve kapsayıcı çoğunluk” hükümeti kurmak için müzakerelerin sürdürüleceğini duyururken, sol ittifak, Macron’ın bu dışlayıcı tavrına tepki gösteriyor.
SOL AZINLIK HÜKÜMETİNE SICAK BAKMIYOR
Macron, aşırı sağın 9 Haziran’daki Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerindeki galibiyetinin ardından siyaset arenasına “netlik” kazandırmak için ulusal meclisi feshederek gittiği erken genel seçimlerin kaybedeni olurken, seçimlerde hiçbir parti ya da ittifak, hükümet kurmak için gerekli salt çoğunluk olan 289 milletvekiline ulaşamadı.
Macron’un 2027’deki cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi yükselen sağ “tehdidine” karşı ön almak ve merkez seçmeni kendi etrafında toplayarak elini güçlendirmek için düzenlediği seçimler, Fransa tarihinin en parçalı meclis tablosunu çıkararak ülkeyi alışık olmadığı bir koalisyon hükümeti sürecine itti.
Seçimlerde aşırı sağcılar da sandalye sayısını artırırken, seçime ittifak kurarak giren solcu partiler, 193 sandalye ile meclisin en büyük siyasi grubu oldu.
Seçim sonuçlarının ardından hükümet kurma müzakerelerini ağırdan alan Macron, yeni kurulacak hükümet için “istikrarlı çoğunluk” şartı koşarak, sol ittifakının azınlık hükümetine sıcak bakmadığının sinyallerini verdi.
“DEMOKRATİK DARBE”
Öte yandan Macron, 26 Temmuz-11 Ağustos’ta ülkesinin ev sahipliği yaptığı 2024 Paris Olimpiyatları boyunca da yeni bir başbakan atamayacağını bildirmişti.
Meclisin en büyük siyasi grubu olarak hükümet kurma yetkisinin kendilerine verilmesini bekleyen sol ittifak, Macron’un solun ortak başbakan adayı Lucie Castets’i göz ardı eden tutumunu “demokratik darbe” olarak nitelendirdi ve sert dille eleştirdi.
MERKEZ SOL PARTİLERLE KOALİSYON KURMAK İSTİYOR
Macron, Olimpiyatların ardından ilk defa 23 Ağustos’ta solcu siyasiler ile temaslarda bulunarak hükümet kurma müzakerelerini başlattı ve 26 Ağustos’ta aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) ve merkez sağcıların önde gelen isimleri ile görüştü.
Bir dizi müzakerenin ardından yeni bir başbakan ataması beklenen Macron’dan yine solun ortak başbakan adayı Castets’in ismi çıkmadı.
Elysee Sarayı’ndan dün yapılan açıklamaya göre Macron, hükümet müzakerelerinin ikinci raundunu başlatacağını duyurarak, NFP ittifakının en büyük partisi aşırı solcu Boyun Eğmeyen Fransa’yı (LFI) dışlayarak, ittifakın geri kalan sol partilerine “meclisteki diğer siyasi partilerle işbirliği” çağrısı yaptı.
2022 seçimlerinden bugüne, 246 sandalyelik nispi çoğunlukla ülkeyi yöneten ve gensoru önergeleri ile yıpranan bir hükümete sahip olan Macron’un, kaybettiği seçimlerin ardından yine kendi meclis ittifakı etrafında, merkez sol partilerin desteğini almaya çalıştığı bir hükümet kurmak istemesi eleştirileri de beraberinde getirdi.
SOL İTTİFAK TEPKİLİ: MACRON’UN AZLEDİLMESİ İÇİN YASAL SÜREÇ BAŞLATACAĞIZ
Macron’un daha önceki seçimlerde de hedef aldığı aşırı solcu LFI’yı tablo dışı bırakarak sol ittifakı bölme girişimine karşılık, LFI’nın önde gelen isimleri, “seçim sonuçlarını görmezden geldiği için demokrasi karşıtı darbe” yapmakla suçladıkları cumhurbaşkanının azledilmesi için yasal süreç başlatacaklarını duyurdu.
Sol ittifakın başbakan adayı Castets, Macron’un kendisine hükümete başkanlık etme görevi vermemesine ilişkin, “Demokrasinin Cumhurbaşkanı gözünde değeri yok.” ifadesini kullandı.
Castets, Macron’un “gücü” elinde tutmak istemesine ilişkin, “Hem cumhurbaşkanı, hem başbakan hem de parti başkanı olmak isteyen bir cumhurbaşkanı ile karşı karşıya” olduklarını söyledi.
Solcu ittifakta yer alan Yeşiller partisinin (EELV) lideri Marine Tondelier, seçim galibiyetine rağmen sol ittifaka hükümet kurma görevi verilmemesine yönelik değerlendirmesinde “Seçimleri çaldırıyoruz.” dedi.
Öte yandan Sosyalist Parti (PC) lideri Oliver Faure ve Tondelier, Macron’un hükümet kurma müzakerelerine katılmayacaklarını bildirdi.
Ulusal Meclisin en büyük siyasi grubunu 193 milletvekili ile NFP ve bağlantılılar oluştururken onu 166 milletvekili ile Macron’un iktidar koalisyonu ve 142 milletvekili ile aşırı sağcı RN ve ortakları izliyor.
Fransız anayasasına göre cumhurbaşkanının istediği kişiyi başbakan atama yetkisi bulunuyor ancak siyasi geleneklere göre başbakan, en fazla oy alan parti ya da ittifaktan seçiliyor.
KARARI FRANSA’YI SİYASİ BİR KAOSA SÜRÜKLEDİ
Fransa’da yaşanan gelişmeler dünya basınında ‘politik bir kaos’ olarak değerlendirildi. İngiliz Guardian gazetesi Macron’un son hamlesi ile Fransa’nın siyasi bir kaosa süreklendiğini vurgularken, Al Jazeera ‘Fransa siyasi bir çıkmazın ortasında’ ifadesini kullandı.
Politico ülkede siyasi belirsizliğin devam ettiğine yazarken, Fransız basını ise Macron’a yönelik öfkenin arttığına dikkat çekti.
“FRANSIZ SİYASETİ ABSÜRT KOMEDİYE DÖNÜŞTÜ”
The Spectator dergisi ise çok daha sert bir analiz kaleme aldı ve Fransız siyasetinin giderek absürt komediye dönüştüğünü yazdı. Yaşanan krizin Macron’un Meclis’i feshetme kararının bir sonucu olduğunu yazan dergi “Erken seçim kararı öncesi elinde nispeten bir çoğunluk vardı, alakasız Avrupa seçiminin sonucunu görmezden gelip devam edebilirdi. Ancak elindeki her şeyi gereksiz bir bahis için harcadı. Fransa bir aydan uzun süredir gerçek bir hükümetten yoksun” ifadeleri yer aldı.