Mars geçmişte Dünya gibi bir gezegendi! İşte yeni kanıtlar

Mars bugün çöllerle kaplı, cansız bir gezegen olarak biliniyor. Ama geçmişte böyle olmadığına dair önemli deliller var. Bilim insanları Mars’ta eskiden çok miktarda su bulunduğuna inanıyor. Mars’ın geçmişi, şimdiye kadar yeşil bir cennette değil, buzlarla kaplı soğuk bir gezegene işaret ediyordu. Ama şimdi, gezegende yapılan kimyasal analizler, Mars’ın geçmişinin, dünyaya daha çok benzediğini ortaya koyuyor.

TORTU KAYALARINDA BEKLENENDEN DAHA YÜKSEK MANGANEZ OKSİT BULUNDU

Chip’in aktardığı bu yeni bulgular, eski bir gölün bulunduğu Gale Krateri’ni araştıran NASA’nın Curiosity’sinden geliyor. Araştırmacılar tortu kayalarında beklenenden daha yüksek düzeyde manganez oksit bulunduğunu bildirdi. Bu da Mars’ın eski atmosferinde, düşünülünden çok daha fazla oksijen bulunduğu şüphesini doğuruyor.

Los Alamos Ulusal Laboratuvarı Uzay Bilimi ve Uygulamaları bu bulguyu şöyle açıklıyor: “Mars yüzeyinde manganez oksidin oluşması zordur, bu nedenle onu kıyı şeridindeki bir yatakta bu kadar yüksek konsantrasyonlarda bulmayı beklemiyorduk. Mars’ta yaşama dair kanıtımız yok ve Mars’ın eski atmosferinde oksijen üretme mekanizması da belirsiz. Dolayısıyla manganez oksidin burada nasıl oluştuğu ve yoğunlaştığı gerçekten aklımızı karıştırıyor.”

Açıkçası, oksijeni üreten şeyin yaşam olduğunu ve oksijenin bu kimyasal bileşiği yarattığını ve sonra çağlar boyunca yok olduğunu düşünmek için erken. Ancak Curiosity’nin bulduğu manganez ve demiri bir şey oksitlemiş olmalı, yani bir süreç oluşmuş olmalı. İçinde hiçbir yaşam formu olmasa bile, gezegende oksijen bulunduğu açık.

Bu manganezin Mars’ta işi ne?

Bilim insanları bu konuda şaşkınlar ve şöyle diyorlar:

“Bu antik kayalarda bir zamanlar var olan Gale gölü, bize şaşırtıcı derecede bugün Dünya üzerindeki yerlere benzeyen yaşanabilir bir çevrenin var olduğunu düşündürtüyor. Çünkü manganez mineralleri Dünya’daki göl kıyılarında bulunan sığ sularda yaygındır ve eski Mars’ta bu tür tanınabilir özelliklerin bulunması çok büyük bir keşiftir.”