Nenad Bjelica’dan Spor Arena’ya Trabzonspor ve Fenerbahçe itirafı! ‘Başkan Ali Koç ile görüşmelerimiz oldu ama araya pandemi girdi!
Son olarak Hırvatistan 1. Ligi ekibi Dinamo Zagreb’i çalıştıran Trabzonspor’un eski teknik direktörü Nenad Bjelica, Spor Arena’dan Kerem Ergün’ün sorularını yanıtladı. 2020 yılında ismi çok ciddi bir şekilde Fenerbahçe ile anılan 53 yaşındaki çalıştırıcı, o süreci tüm açıklığıyla anlatırken Trabzonspor’u çalıştırırken yaşadıkları da dahil olmak üzere Türk futbolunun genel durumunu yorumladı.
![Nenad Bjelica’dan Spor Arena’ya Trabzonspor ve Fenerbahçe itirafı! ‘Başkan Ali Koç ile görüşmelerimiz oldu ama araya pandemi girdi!](https://turkamerikangazete.com/wp-content/uploads/2025/02/nenad-bjelicadan-spor-arenaya-trabzonspor-ve-fenerbahce-itirafi-baskan-ali-koc-ile-gorusmelerimiz-oldu-xLRNRQO6.jpg)
18 Nisan 2023 tarihinden 11 Ekim 2023 tarihine kadar Trabzonspor’un teknik direktörlük görevini üstlenen Nenad Bjelica, aktif olarak herhangi bir takım çalıştırmıyor.
Kulüpsüz olarak devam ettiği bu dönemde futbolla ilgili çalışmalarını devam ettiren tecrübeli çalıştırıcı, Türkiye’de iken yaşadığı deneyimler ile ilgili Spor Arena’dan Kerem Ergün’e çok özel açıklamalarda bulundu.
-Türkiye sizi 20 Eylül 2018 tarihinde oynanan Dinamo Zagreb – Fenerbahçe karşılaşması ile birlikte tanıdı. O tarihten itibaren de isminiz sıkça Türk kulüpleri ile anılır oldu. Özellikle 2020 yılının nisan ayının sonlarında sizin Fenerbahçe yönetimi ile anlaştığınız ve 2020/2021 sezonunun başlamasıyla takımın başına geçeceğiniz iddia edildi. Fakat uzun süre konuşulan bu iddialar gerçekleşmedi. O dönemi biraz anlatır mısınız? Ali Koç yönetimi ile bir görüşmeniz oldu mu?
Dinamo Zagreb’i çalıştırırken Fenerbahçe ile iki kez karşılaştım. Zagreb’deki ilk maçı 4-1 benim takımım kazandı. Kasım ayında İstanbul’da oynanan maçta ise karşılaşma 0-0’lık beraberlikle sonuçlandı. Dinamo Zagreb ile yollarım ayrıldığındaysa Ali Koç ile iletişimdeydik. Bazı görüşmelerimiz oldu. Fakat o zamanlar dünyada pandemi krizi yaşanıyordu. Antrenmanlar durmuştu, kimse gelecekte ne olacağını bilmiyordu. Zaman ilerledikçe de Fenerbahçe’nin bana olan ilgisi ortadan kalktı. Bunun sonucunda da Fenerbahçe’ye gelemedim. Ama iletişimdeydik, gerçekten verimli ve güzel görüşmelerimiz oldu. Ancak bu görüşmeler bir sonuca ulaşmadı.
![](https://image.hurimg.com/i/hurriyet/75/770x0/67a9d07cfe5501e77d86d094.jpg)
-2022/2023 sezonunda yaşanılan şampiyonluğun ardından dağılmış ve bir sezonda toplam 4 kez transfer değiştirmiş bir takım olan Trabzonspor’un başına geçtiniz. Bordo mavili ekibin başına geçtiğiniz zaman yaptığınız gözlemleri aktarabilir misiniz? Yaşanılan şaşalı şampiyonluğun ardından yaşanan dağılmanın sebebi neydi sizce?
18 Nisan 2023 tarihinde Trabzonspor’un başına geçtim. Geldiğimde kulübün hiçbir hedefi gerçekleşmemişti. Kupa kaybedilmişti, Avrupa’dan elenilmişti ve ligde de birinci sıranın oldukça uzağındaydık. Ligin son sekiz maçında takımı ve kulübü gözlemlemeye çalıştık. Hangi oyuncularla yola devam edeceğimize karar vermeye çalıştık. Kolay bir dönem değildi. Çünkü kulüpte ve kulübün çevresinde son derece kötü bir atmosfer vardı. Kiralık olarak kadroda bulunan ve sözleşmesinin son senesinde olan oyuncular da takımdan ayrılmaya hazırlanıyorlardı. Dediğim gibi kolay bir dönem değildi ama bazı maçları kazanmayı başardık. Bazı maçlarda gerçekten iyi futbol oynadık. Marek Hamsik’in Trabzonspor’daki son maçında da sahada güzel bir futbol vardı. Bu dönemde gelecek sezonu planlamaya ve Türk futboluna adapte olmaya çalıştım.
-2023/2024 sezonu öncesinde yönetimin kadro planlamasını sizinle beraber yaptığı konuşuluyordu Türk basınında. Ancak oynanan sekiz maçın ardından bordo mavililer ile yollarınız ayrıldı. O süreçte yaşananları nasıl aktarırsınız? Sizinle imzalanan dört yıllık sözleşmeye rağmen neden erken bir ayrılık yaşandı?
Sezona oldukça genç bir takımla başladık. 7-8 yeni genç oyuncuyla birlikte bir kamp dönemi geçirdik. 15 Eylül’e kadar istediğimiz oyuncuları transfer edemedik. Transferin bitmesine 3-4 gün kala 5 çok önemli oyuncuyla sözleşme imzaladık. Berat Özdemir, Onuachu, Pepe, Umut Güneş ve bir önemli oyuncuyu daha kadromuza kattık. Ama bu transferlerle hazırlanmak için oldukça geç bir zamanda gerçekleşti. Zamana ihtiyacımız vardı. Bütün bunlara rağmen tamamen dolu bir stadyumun önünde Beşiktaş’ı 3-0 yendiğimiz iyi bir maç oynadık. Ama 3 maç sonra görevime son verildi. Bu biraz sabırla alakalı bir durumdu. Takım kurmada ve hazırlamada gerekli sabır gösterilmedi. Yönetim kurulunun üzerinde büyük bir baskı vardı ve benimle yolları ayırmaya karar verdiler. Kurduğumuz takımla birlikte iyi bir sezon geçirebilirdik. Buna inanıyorum. Abdullah Avcı ile de iyi bir sezon geçirildi. Üçüncü oldular ve Türkiye Kupası’nda finale yükseldiler. Teknik ekibimle birlikte bu başarının bir parçası olduğuma inanıyorum. Çünkü takımı bir kurduk ve biz hazırladık. Kurduğumuz takımda ligde 3. olma hedefiyle hazırlanmıştı. Birinci olmak için değil. Galatasaray ve Fenerbahçe birçok önemli futbolcuya büyük yatırımlar yaptılar ve bizim onlarla rekabet edecek paramız yoktu. Bu sebeple üçüncü olmak bu takım için iyi bir başarı olacaktı.
![](https://image.hurimg.com/i/hurriyet/75/770x0/67a9d07cfe5501e77d86d092.jpg)
-Dinamo Zagreb ile birlikte Avrupa kupalarında başarı yakalayan bir teknik adamsınız. Türk futbolu ise son zamanlarda yapılan yüksek yatırımlara rağmen Avrupa’da herhangi bir başarı elde edemiyor. Sizce bunun sebebi ne? Türkiye’nin futbol üretimini nasıl görüyorsunuz?
Bu benim için de büyük bir gizem. Bunu açıklayamam. Çünkü Türk takımları oldukça önemli oyunculara sahip. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe ve İstanbul Başakşehir oldukça iyi takımlara sahipler ama Avrupa’da bu sezon Dinamo Zagreb’in ulaştığı seviyeye ulaşamadılar. Ama şöyle bir durum da var: Dinamo Zagreb son 20 senedir Avrupa kupalarına katılım sağlıyor ve bu 20 yılın 19’unda Şampiyonlar Ligi’nin grup aşamasında yer aldı. Ancak Türk futbolunda neden böyle bir istikrarın sağlanamadığını gerçekten açıklayamam. Fenerbahçe ve Galatasaray UEFA Avrupa Ligi’nde play – off aşamasına kalmayı başardı fakat Beşiktaş elendi. Bu benim için büyük bir sürpriz oldu. Çünkü Beşiktaş oldukça iyi bir takıma sahip. Bu bir gizem. Türk takımlarının Avrupa’da büyük başarılara ulaşamıyor olması gerçekten büyük bir gizem. Stadyumlarda çok güzel atmosferler var, takımlarda yıldız oyuncular var ancak istenen başarı sağlanamıyor.
-Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, Türkiye’de futbolu öğrendiğini söyleyerek ironik bir yorumda bulunmuştu. Sosyal medya üzerinde de basın mensuplarının yabancı hocalara yönelik daha sert bir tutumunun olduğu ve yerli teknik direktör lobisinin olduğu konuşuluyor. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu konu hakkında bir yorum yapamam. Üzerine konuşmak için oldukça zor bir konu. Bence bu Jose Mourinho’nun kendi yorumu ve buna saygı duymalıyız. Türkiye’de oldukça güzel bir zaman geçirdim ve medyayla oldukça iyi bir ilişkim oldu. Türkiye’deki zamanımda çok eğlendim. Türkiye ve Türk futbolu hakkında herhangi bir olumsuz yorum yapamam.
-Türk futbolunda taraftar görüşlerinin yönetim kararlarında oldukça etkili olduğu biliniyor. Sizin görüşünüz ne? Yönetimler bu konu hakkında sizce nasıl bir yol izlemeli?
Bana kalırsa karar sürecinde yönetim tam sorumlu olmalı; taraftarlar değil. Çünkü taraftarlar duygularıyla konuşuyorlar. Futbolda duygulara göre karar almak iyi bir şey değildir. Bu sebeple Türk futbolunda çok fazla teknik direktör değişimi yaşanıyor. Her yıl bu durum yaşanıyor. Benim Trabzonspor’dan ayrıldığım sezonda da yanlış hatırlamıyorsam 25 kez teknik direktör değişimi yaşandı. Henüz 8. haftaydı ama ben 12. kovulan koç olmuştum. Bu Türk futbolu için iyi bir şey değil. Her teknik adamın bir şeyler yaratmak için zamana ve istikrara ihtiyacı var. Üç günde bir şey yaratılamaz. Evet, karar alım süreçlerinde taraftarların yönetime olan etkisi oldukça fazla ancak bu iyi bir şey değil.
![](https://image.hurimg.com/i/hurriyet/75/770x0/67a9d07cfe5501e77d86d096.jpg)
-Türk futbolunda bir geçmişle yaşayış olduğu görülüyor. Art arda alınan iki galibiyetin ardından takıma geçmişte başarılar kazandırmış teknik direktörün ismi haberlerde geçmeye başlıyor. Bu durum takımın başında olan hoca üzerinde baskı yaratıyor mu? Bunu nasıl yorumlarsınız?
Belki. Ancak bu sadece Türkiye’de olan bir şey değil. Her ülkede aynı durum var. Mesela Hırvatistan’da bir teknik direktörün kovulmamak için 4 maçlık süresi vardır. Üzerimizde her zaman bir baskı olur. Bu Türkiye’de de böyle, Hırvatistan’da da, Almanya’da da, Fransa’da da bu böyle. Her yerde herkes sonuçla yaşıyor. Bu normal. Teknik direktör böyle bir baskı altında gazeteleri okumayabilir ve medyayı takip etmeyebilir. Teknik direktör için bu baskı mı? Tam olarak cevap veremem. Bu sektörde işlerin nasıl işlediğini biliyoruz. Sonuç alamadığımızda görevimizin sona erme ihtimalinin olduğunun da her zaman farkındayız.
-Çalıştığınız takımlarda sistem kuran bir teknik direktör olarak Türkiye’de teknik direktörlerin görev süresinin kısa olmasının nedenlerini nasıl sıralarsınız?
Bilmiyorum, bunu açıklayamam. Bunun Türk mizacı ile alakalı olduğunu söyleyebilirim. Türk kanı da diyebiliriz. Türkiye’de insanlar kalpten konuşuyorlar. Eğer kazanırsan en iyisi oluyorsun. Kaybedersen de en kötüsü. Bir orta yok. Bu iyi bir şey değil. Ancak bu Türk insanının mizacı ile ilgili ve bu duruma anlayış göstermek ve bunu kabul etmek zorundayız. Ama teknik direktörlere bir şeyler yaratmak için biraz daha zaman tanınması gerektiğini düşünüyorum. Kısa zamanda büyük işler yapılması imkansız.
-Çalıştığınız takımlarda genç oyuncularla kurduğunuz iyi ilişkiler biliniyor. Trabzonspor’da birlikte çalıştığınız ve ilerde çok iyi yerlere geleceğini düşündüğünüz bir genç oyuncu var mı?
Bu konu hakkında şu anda konuşmak zor. Benim zamanımda en fazla oynayan genç oyuncu Enis Destan idi. Şu an çok fazla oynamadığını görüyorum. Sezon başında birçok maçta oynadı, birçok gol attı. Abdullah Avcı döneminde de süre aldı. Onuachu takımda değilken birinci forvetti. Kesinlikle Trabzonspor’un en iyi genç oyuncusuydu. Bana kalırsa Trabzonspor’un iyi bir altyapısı var. A Takıma iyi oyuncular gönderen bir altyapı. Gelecekte oradan çıkan birçok yıldız oyuncu göreceğiz.