Özgür Özel’den ‘Ateş’ davası yorumu, MHP’li iki isme çağrı: ‘Gidin aklanın’
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sinan Ateş davasına ilişkin açıklamalarda bulundu. MHP’li Ulvi Yönter ile Semih Yalçın’a çağrı yapan Özel, “Ben Ulvi bey ve Semih bey için siz bu cinayeti azmettirdiniz diyemem. Size yakışan dokunulmazlığının kaldırılmasını kendiniz talep edin ve gidin aklanın” ifadelerini kullandı.
KRT’de Elif Doğan Şentürk ve Zafer Arapkirli’nin konuğu olan CHP lideri Özel, gündeme ilişkin soruları yanıtlıyor.
Bugün yapılan Sinan Ateş davası hakkında konuşan Özel, “Ben ilk duruşma günü oradaydım. Bugün de dinlemeye gittim. Anneyi dinledim sonrasında ayrıldım. Annesi bir 3-5 dakika konuştu ve mahkemeyi bitirdi. Buna hala duyarsız kalınırsa Sinan Ateş’in annesinin ve eşinin gözyaşlarında boğulacaksınız dedim. Dört gündür orada bir tiyatro var” ifadelerini kullandı.
Özgür Özel’in konuşmasından satır başlıkları şu şekilde:
“Ben davayı çok yakından takip ediyorum. Daha önce genel başkanımız Ayşe Ateş’i arayıp hem hukuki destek noktasında hem de insanı duygular arasında iletmişti. Ben genel başkan olduğum zaman aradım, ‘Kemal bey size ne dediyse aynısını sürdürüyoruz, siz istediğiniz zaman konuşuruz ama bu dava siyasetin konusu olmasın derseniz biz acınıza saygımızdan susarız’ dedik. Kendisi teşekkür etti. Sonra bir bayramda bayramlaştık. ‘Artık bıçak kemiğe dayandı. Genel seçim bitsin, yerel seçim bitsin iddianame yazılacak. İddianame yazıldı benim ifadelerim değerlendirilmemiş, bomboş bir iddianame var. Lütfen benim arkamda durur musunuz?’ dedi. ‘Ben değil bütün Türkiye arkanızda durur’ dedim. Sonra çocuklarıyla geldi.
“MHP SUSTU SUSTU BUGÜNE GELDİ”
Bir ülkenin başkentinde, sokak ortasında bir cinayet işleniyor. Cinayet fiilen ortadan kaldırılıyor, siyaseten bir şey yok. O gün ben duydum ‘Ülkü Ocakları eski başkanı vurulmuş’ diye. İlk olarak taziye mesajı yayımladık. Akşamüstüne dikkat çekildi, MHP’den bir mesaj yok, cenazeye katılım yok. Hiçbir şey yok. Çok yakın zamana kadar Ülkü Ocakları Başkanlığı yapmış birisi. Bir anormallik orada başladı. MHP sustu sustu bugüne geldi.
Ben ilk duruşma günü oradaydım. Bugün de dinlemeye gittim. Anneyi dinledim sonrasında ayrıldım. Annesi bir 3-5 dakika konuştu ve mahkemeyi bitirdi. Buna hala duyarsız kalınırsa Sinan Ateş’in annesinin ve eşinin gözyaşlarında boğulacaksınız dedim. Dört gündür orada bir tiyatro var.
Öyle bir noktaya geldi ki, annesi ‘Oğluma sarıldım, çelik yelek var. Niye giydin’ dedim. ‘Anne benim kalemimi kırdılar’ diyor. İsimler veriyorlar. ‘Beni yakında vuracaklar’ demiş. Sinan bana niye vurulacağını ve kimin vurdurtacağını söyledi diyor. Kendisinden eşi ve annesi duymuş bunu söylüyorlar ve bu iddianamede yok. Azmettirenler arasında yok. Ben Ulvi bey ve Semih bey için siz bu cinayeti azmettirdiniz diyemem. Size yakışan dokunulmazlığının kaldırılmasını kendiniz talep edin ve gidin aklanın. Ben onları suçlamıyorum, ben onları aklanmaya davet ediyorum. Bu iki kişinin dokunulmazlığı kaldırılmalı, yargılanmalılar.
Olcay Kılavuz’un evine gidiyorlar. ‘Bu evden alamazsın benim dokunulmazlığım var, ağababan gelecek’ diyor. Sonra gidiyorlar o evden gözaltı yapıyorlar ama tutanağı sonradan değiştirip yolda gözaltına aldık diyorlar.
Ben sayın Bahçeli’yi ziyarete gittim. Ayşe Ateş’in kendisiyle görüşmek istediğini de ilettim. Öyle işler yapıyorlar ki artık bu vakitten sonra olmaz yani.
“MERAL HANIM’IN ZİYARETİNİ BİLE OLUMLU BULMUŞ BİRİYİM”
Çok hakaret ediyorlar, tehdit ediyorlar. Bunlara karşı bir santim eğilirseniz bunlar bu millete dik çöktürürler. Ben Meral hanımın Erdoğan’a veda ziyareti mi diyelim… O ziyareti bile olumlu bulmuş biriyim. Her zaman diyalogdan yanayım.
Bunun normal kabul edilmemesi lazım. Bu olay böyle geçemez. Biz buna izin verirsek Türkiye’de çok fena şeylerin önünü açarız. Kim ne bedel öderse ödeyecek ama buna burada dur dememiz lazım.”
Dava sonuçlanır zaten. Hepsi bu meseleyi kendi kurdukları bir mizansenle… Bu dava böyle karara bağlandığında dava bitmiş ama adalet sağlanmamış olacak. O dava bir daha görülecek. İktidar değişince görülecek. Görevini yapmayan kim varsa o zaman yargı önünde bunun hesabını verecek.
“BİZ SİZİN SIĞINMACI DEPONUZ OLAMAYIZ”
Kayıtlı olanlar, kaçak olanlar belli olsun ona göre ne yapılacaksa yapılsın. Bugünkü durum bir statükoya dönüşemez. Bugünkü durum sıra dışı bir konudur. Bu durumun çözülmesi lazım. Ben üzerime düşen ne varsa yapacağım.
Yarın ben Başbağlar’a gidiyorum oradan da Bükreş’e gideceğim. Oradaki ana konumuz da sığınmacılar. Türkiye’deki bütün büyükelçiler ile konuşuyorum. ‘Biz Türkiye’yi bu halde bırakmayacağız. Biz sizin sığınmacı deponuz olamayız’ diyorum. Biz bunu kabul etmiyoruz. Merkel’in yaptığı o tuhaf anlaşmayı kendisi için başarı sayabilir ama Avrupa Birliği’nin idealleri için utanç vericidir. Sayın Erdoğan kendi açıklıyor 48 milyar dolar masraf yaptık diye.
Siz Türkiye’yi konseyden atmaya çalışırsanız ben karşı çıkarım ama böyle olmaz. ‘Sen sığınmacıları al Türkiye’de ne istiyorsan yap’ bu çok kötü…
“TEMMUZ AYI İÇERİSİNDE GİDECEĞİM”
Çok yakın bir zamanda heyet ile Şam ziyareti olacak. Temmuz ayı içerisinde gideceğim. Türkiye ile Esad’ın masaya oturup bu sorunu çözüp -Avrupa’dan kaynağın bulunması için inanılmaz gayret sarf edeceğim- bu konuda en büyük kampanyayı da yapacağız yeter ki Türkiye’de sığınmacı meselesinden kurtulmak üzere herkes iradesini göstersin. Kayseri benzeri olayların yaşanmasının endişesiyle de bu meselenin çözülmesi lazım.
AYRINTILAR GELİYOR…