TBMM’de AYM’nin Atalay için verdiği karar okunmadı
Meclis’teki kanlı oturum sonrası eski AYM raportörü Aydın, sürecin devlet çürümesinin bir yansıması olduğunu söyledi.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) TİP’li Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin ve tutukluluk süresinin devam etmesinin “hukuki değerinin olmadığına” yönelik verdiği karar Meclis’te okunmadı. AKP Grup Başkanvekili Abdullah Güler, AYM’nin “Atalay’ın durumuna ilişkin bir karar vermediğini, basın ve siyasetçilerin durumu çarpıttığını” savundu. Atalay’ın avukatı Deniz Özen, “Biz bir anayasasızlık yaşıyoruz. Meclis’te yaşananlar bunun göstergesiydi. Türkiye’de anayasanın uygulanmadığını görüyoruz” dedi. Özen şunları söyledi: “AYM, ‘Hukuk âleminde olmayan bir işlemle ilgili karar veremem’ diyor. Biz artık yasaya göre yaşamıyoruz. Hukuken izlenecek bir yolumuz da kalmadı.”
YARGIDA ÇÜRÜME VAR
Eski AYM raportörü Ali Rıza Aydın, Atalay sürecinin devlet çürümesinin bir yansıması olduğunu söyledi. Aydın, konunun artık Atalay üzerinden değerlendirilemeyeceğini belirterek şu yorumu yaptı: “Yasama, yürütme ve yargıda çürüme var. Türkiye’de düzen içi siyaset gerekli cepheyi açamadı. Artık hukuk ve yargı yoluyla mücadele yolları kapatıldı. Anayasa, direnme hakkı tanır ve çağdaş hukuk da bu çerçevede oluşmuştur. Toplumsal direnmenin yaratılması önemli.”
ANAYASASIZ BİR YAPI
Hukukçu Doğan Erkan ise “Bu fiili durumla faşizm bir anayasasızlaşma kapısını aralamıştır. Artık iktidar mensupları herhangi bir suça karşı Yüce Divan’dan, yasa denetleme yolu olan soyut norm denetiminden ve Cumhurbaşkanı kararnameleri de AYM denetiminden azadedir. Tümüyle mücrim bir anayasasız yapı vardır artık. Tek çare, sivil itaatsizlik yolları da dahil direnmektir” diye konuştu.
‘BU İZ SİLİNMEZ’
29 Ekim Kadınları Genel Başkanı Şenal Sarıhan ise TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ın ve DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in darp edilmesinin sadece ifade özgürlüğünün değil, yaşam hakkımızın dahi ciddi bir tehditle karşı karşıya olduğunu gösterdiğini belirtti. Sarıhan, yaşanan kadın cinayetlerine, işsizliğe ve eğitimin gericileşmesine değinerek şunları kaydetti: “Şiddetin tarihte bırakacağı iz, Genel Kurul merdivenlerine akan kanın silinmesi kadar kolay yok edilemeyecektir.”
‘BOYUN EĞMEYECEĞİZ’
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Ahmet Şık, hedeflerden sadece biriydi, oradaki saldırı demokrasiye yönelikti. Amaç yurttaşı susturmak, toplumu baskı altına almak. Asla kaba kuvvete boyun eğmeyeceğiz” dedi.
YUMRUKLU OTURUM DIŞ BASINDA: KADIN VEKİLİN KANI KÜRSÜYE SIÇRADI
Meclis’teki kanlı oturum dünya basınında da yer aldı. Washington Post, “Bir kadın milletvekili, kürsüye çıkan merdivenlere kan damlaları düşecek şekilde darp edildi. Türkiye’deki milletvekilleri arasında fiziksel kavgalar nadir bir durum değil” ifadesini kullandı. The Guardian da milletvekillerinin yumruklaşma görüntülerini paylaşırken CHP lideri Özgür Özel’in “Buna tanık olduğum için utanç duyuyorum” sözlerine yer verdi. İngiliz Financial Times Gazetesi’nin haberinde de “Türk siyasetindeki gerilimler arttı” ifadelerine yer verildi. BBC, Reuters ve Associated Press de TBMM Genel Kurulu’ndaki AKP’li Alpay Özalan’ın Ahmet Şık’a yumruklu saldırısının büyük bir kavgaya dönüştüğünü aktardı.
‘ANAYASAL YOKLUK’
Türkiye Barolar Birliği’nden de dün Can Atalay konusuna ilişkin yazılı bir açıklama geldi. TBB’den yapılan açıklamada, “Karşı karşıya olduğumuz durum, Atalay’ın milletvekilliğinin ötesinde, anayasal düzenimiz bakımından bir varlık yokluk meselesi haline gelmiştir. Herkesi bu sorumluluk bilinciyle hareket etmeye, Hatay Milletvekili Can Atalay’ın derhal serbest bırakılarak Meclis çalışmalarına katılmasını sağlamaya davet ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.