Dolar 35,8883
Euro 37,3806
Altın 3.294,45
BİST 9.842,15
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 4°C
Karla Karışık Yağmurlu
İstanbul
4°C
Karla Karışık Yağmurlu
Cum 7°C
Cts 6°C
Paz 7°C
Pts 7°C

‘Trump ‘sopa’ ile değiştiremediği iktidarları gümrük vergisi ile değiştirecek’

Ulaş Can’a göre Latin Amerika ülkeleri ABD’ye tavır alacak güçte değil. Bu ülkelerin kendi içlerinde sorun yaşamaktan korktuğunu kaydeden Can, Trump’ın ‘sopa’ ile değiştiremediği iktidarları gümrük vergileri ile değiştirebileceği görüşünde.

‘Trump ‘sopa’ ile değiştiremediği iktidarları gümrük vergisi ile değiştirecek’
6 Şubat 2025 4:02 PM
6

ABD Başkanı Donald Trump, ilk dış politika icraatlarında Kanada ile Meksika’nın yanı sıra Çin’e ‘gümrük vergileri’ silahını çekerken, göç sorunu üzerinden Latin Amerika’yı dize getirme hamlelerine girişti.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ilk yurtdışı ziyaretlerini Güney Amerika’dan başlatırken, Trump’ın özel temsilcisi Richard Grenell’in de Nikolas Maduro’nun ‘meşruiyetinin’ tanınmadığı Venezuela’ya gitmesi dikkat çekti. Grenell, bölgenin petrol zengini ülkesine ‘spesifik’ bir misyonla gittiğini söylelyip ABD’nin paralı askeri olmakla suçlanan 6 Amerikalı’yı alıp götürmeyi başardı.

Trump’ın Latin Amerika’lı göçmenleri geri gönderme hamlerine yüksek sesle ilk itirazları dile getiren Kolombiya lideri Gustavo Petro ise geri adım atmak zorunda kalmış durumda. Meksika yönetimi sınıra 10 bin asker göndererek kontrolü sıkılaştırmak karşılığında gümrük vergilerinde bir aylık erteleme elde etti. Trump’ın gözünü diktiği Panama ise açık tehdit altında Çin Halk Cumhuriyeti ile Kuşak ve Yol Mutabakatını yenilememe kararı almak zorunda kalmış görünüyor.

Trump yönetiminin Latin Amerika’ya yönelik tehditkar politikaları ve bölge ülkelerinin durumunu CGTN Türk Genel Yayın Yönetmeni Ulaş Can ile konuştuk.

‘Latinlerin birleşmesi zor’

Ulaş Can’a göre Latin Amerika ülkelerinin Trump’ın saldırgan politikaları karşısında birleşmeleri kolay değil. Altkıtada ABD’ye karşı durabilen tek ülkenin Venezuela olduğunu anımsatan Can, Trump’ın Batı destekli muhalefet liderini muhatap almazken, temsilcisini sınırlı bir misyonla bile olsa Karakas’a göndermesine de dikkat çekti:

“Latinler birleşemezler gibi gözüküyor. Keşke birleşebilseler, ama zor. Venezuela Küba’dan sonra kıtada Amerika Birleşik Devletleri ile en sert mücadeleyi veren hükümet. Chavez’den sonra ülke ekonomisi kendi yapısal sorunlarından da kaynaklı olarak hızla kan kaybetti. Bu kan kaybı son 1 yılı saymazsak buraya kadar geldi. Geçen haftaya dönersek Trump’ın özel temsilcisi Karakas’a geldi. Gelirken ajandasında Amerika Birleşik Devletleri’nin vatandaşı denilen, ama aslında Venezüellalıların CIA ajanı dediği insanları alıp geri döndü. Açıkçası bu anlaşma kamuoyuna yansıtılmadı. Ama şunu görebiliyoruz; Venezuela dünyanın en zengin petrol yataklarına sahip, ama teknolojilerinin eskiliğinden, ambargolardan dolayı bu petrolü işleyip ülkesine bir zenginlik sağlayamıyor. Tam tersine hiper bir enflasyonla boğuşuyor. Sonuçta bu durumdan kurtulmaya çalışıyor. Trump da olsa başka biri de olsa bu diplomatik çabaları yadırgamamak gerekiyor.

Maduro Trump döneminde rahatlamış olabilir. Maduro’nun karşısına çıkartılan Edmundo Gonzalez bir Latin Amerika turu yaptı. Bundan sonra Venezüella gittiği her ülke ile diplomatik ilişkileri kesti. Son olarak ABD’ye gitti, o önemliydi. Ben Gonzalez gittikten sonra Venezuelalıların da kısmen tedirgin olduğunu düşünüyorum. Biden Gonzalez’i kabul etti. Biden ile görüşmesi çok önemli değil. Ancak ‘Trump ile görüşeceğim’ dedi ve Trump ile görüşemedi. Trump’ın eski ekibinden Financial Times’a konuşan bir yetkili de Trump’ın bu meseleden çok sıkıldığını, bunlara harcadığı enerjinin tümünün boşa gittiğini söylediği söyleniyor. Venezuelalılar da bu durumdan memnun. Venezuela her ne kadar sorunları olsa da gerçekten seçimlerde yüzde 51’i alabiliyor. Yani manipüle ettikleri gibi seçimlerde hile yapıldığı gibi bir durum yok. Seçim zamanı dünyanın her yerinden uluslararası seçim gözlemcileri oradalardı. Zaten sokakta da görüyorsunuz. Yoksul halk Bolivarcı Devrimin sorunlarına rağmen koruyor, kolluyor ve savunuyor. O yüzden ben Amerika Birleşik Devletleri’nin bundan sonra farklı bir politika sürdüreceği kanısındayım. Bu son görüşme de buna işaret ediyor.”

‘Mesele Latin Amerika ülkelerinin ekonomik ve kültürel altyapısı’

Latin Amerika ülkelerinin kendi aralarındaki sıkıntılara işaret eden Ulaş Can, Trump’ın tehdit sopasını salladığı Panama’nın derhal Çin ile ilişkilerini etkileyecek pozisyonlara itilmesini vurguladı. Can, Küba dışında Latin Amerika ülkelerinin ‘Monroe 2.0’a dayanıklılık güçlerine dair şüphelerin altını çizdi:

“Venezuela’dan 6 vatandaşını alırken kendi petrol firmaları Chevron’un oradaki lisansını uzattılar. Bu iki tarafın da işine gelen bir şey. Burada tabii Latin Amerika’nın birlik olması çok zor. Çünkü Lula’nın hastalığına kadar Maduro ile Lula arasında çok sert bir diyalog vardı. Maduro Venezuela’nın BRICS’e girmek istediğini, buna Lula’nın, yani Brezilya’nın engel olduğunu söylüyordu. Latin Amerika’nın birlik olamadığını Bolivya’da da gördük. Orada da Elon Musk’ın canlı yayında söylemekten çekinmediği bir şekilde bir askeri darbe yaptı Trump. Panama sonuçta güçlü bir devlet değil. Trump’ın tehdidinden sonra dik durmaya çalışsa bile 2017’de girdiği Kuşak ve Yol için ‘Çin ile önümüzdeki sene yeni bir anlaşma yapmayacağız’ dedi. Şimdi görüyoruz ki Latin Amerika ülkeleri Çin, Rusya gibi ABD’ye karşı tavır alabilecek ülkeler değiller. Rusya’yı gördük; tüm dünya üzerine giderken büyük bir direnç gösterdi. Latin Amerika ülkelerinin hem ekonomik hem kültürel altyapısı buna uygun değil. Göreceğiz; Panama da Meksika da geri adım atacak. Kolombiya beni çok şaşırtan yerlerden biri. Kolombiya ‘Kesinlikle göçmenleri geri almayacağız. Bu insanlık dışı bir uygulamadır’ dedi. Trump aile üyelerinin ABD vizelerini kaldıracağını söyledi, 24 saat geçmeden Kolombiya kabul etti. O yüzden bu ülkelerin Amerika’nın Monroe 2.0’a dayanıklılık güçleri yok. Sadece Küba dışında. Ufak olmasının dezavantajlarının yanında böyle de bir avantajı var. Küba zaten uzun yıllardır direniyor. Küba halkı gerçekten bilinçli. Devrimci altyapı Küba halkına geçmiş durumda. Her şeye rağmen, ablukaya rağmen direnişine devam ediyor. Onun dışında ben topyekûn Latin Amerika’nın Monroe 2.0’a direnebileceğini düşünmüyorum. Şimdilik öyle bir birlik yok.”

‘ABD’nin arka bahçesinde olduklarından kendi içlerinde sorun yaşamaktan korkuyor’

Latin Amerika ülkelerinin ABD’nin ‘arka bahçesi’ konumlarına atıf yapan Ulaş Can, Brezilya gibi ülkelerin bile kendi içlerindeki iktidar mücadelelerine dikkat çekti. Can yine de ABD’nin yeni emperyalist tehditlerine yönelik direniş sergileneceği görüşünde:

“Brezilya Latin Amerika’da en güçlü ülkelerden biri. BRICS’in de yine önemli üyelerden biri. Ama Lula’dan önce Bolsonaro olduğunu unutmamak lazım. Trump’ın çok sevdiği, Trump’a da çok benzetilen bir Bolsonaro’muz vardı. Bu ülkelerde seçimler yüzde 50’lerde gidiyor. O yüzden Trump’ın eli ekonomik olarak da güçlü. Ayrıca 150-200 yıldır bu ülkeler ABD’nin arka bahçesi olmuş ülkeler. Ordularının, kurumlarının içinde Amerika Birleşik Devletleri çok güçlü. Tabii ki ABD’nin bu emperyalist tutumuna karşı bir direniş olacaktır. Ama ülkeler de kendi içlerinde sorun yaşamaktan korkacaklar. Yanılmıyorsam Ekvador’da 9 Şubat’ta seçim var. Ekvador tarihinin en kanlı ocak ayı geçmiş, günde 25 kişi öldürülüyor, adaylar kurşun geçirmez yeleklerle miting yapmak zorunda kalıyor. Güney Amerika’nın kendine has bir yapısı da var. O yüzden kimse koltuğuna tam güvenip ‘Ben sert bir şekilde ABD’ye karşı tutum alabilirim’ diyemiyorlar. Çünkü kendi ülkelerinde kendi halklarının da ne kadar kendilerine destek vereceği konusunda emin değiller. Açıkçası ben de Küba dışında emin değilim.”

‘Gümrük vergileriyle birlikte Amerikalılar da fiyat artışlarıyla karşılaşacaklar’

Trump’ın gümrük vergisi politikalarının Amerikalıları da etkileyeceğini anımsatan Ulaş Can, meselenin Amerikan halkının fiyat artışlarını nasıl tahammül edeceğinde düğümlendiğini belirtti.

“Gümrük vergisi politikası işe yarayacak gibi. Az önce Kolombiya örneğinden baktık. ABD’nin Kolombiya açısından en büyük ithal kalemi kahvesi. Buna vergi geldiğinde Amerikalılar da bir fiyat artışı ile karşı karşıya kalacaklar ama bu Trump’ın ne kadar umurunda bilemiyorum. Sonuçta o içeriye ‘ben göçmenleri göndereceğim, sizi rahatlatacağım’ diyor. Amerikan halkı bu fiyat artışlarına, ek vergilere ne kadar daha tahammül edebilir? Ama en azından rakipleri için şu anda avantajlı gözüken Trump. Sonuçta Kolombiya, Venezuela dediğimiz ülkeler zaten uzun yıllardır ekonomik sorunlarla boğuşuyor. Bir de bunun üzerine vergiler geldiğinde daha fazla sıkışmak istemeyeceklerdir. Bu ülkelerin çok fazla sorunları var.”

‘Trump kartel sistemini göz önünde bulunduruyordur’

Trump’ın Latin Amerika’daki kartellerle ilgili de planları olduğu görüşünü dile getiren Can, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sonuçta ABD’de iktidar değiştiğinde her şey değişiyor. Trump’ın her şeyi değiştirdiğini görüyoruz. Sonuçta uyuşturucu trafiği devletler tarafından kontrol altında tutulduğunu biliyoruz. Böyledir diye söylemiyorum ama Trump’ın ekibinde sadece oligarklar yoktur, yani muhtemelen işin diğer tarafıyla ilgilenen insanlar da vardır. Meselenin Latin Amerika yönüne bakarken o kısmına da bakmak lazım. Acaba uyuşturucu trafiğini yönetenler de mi değişecek? Ülkeler ülkelere ‘Bundan sonra bizim insanlarımız burada çalışacak’ da mı diyor olabilir? Ben tüm devletlerin bu işin bir şekilde içinde olduğuna, kontrol ettiğine inananlardanım. O yüzden Trump bir paradigmayı değiştirirken buraları da es geçmiyordur diye düşünüyorum.”

‘Trump ‘sopa’ ile değiştiremediği iktidarları gümrük vergisi ile değiştirecek’

Can’a göre Trump ‘gümrük vergisi silahı’ ile iktidarları kendi lehinde değiştirme peşinde:

“Latin Amerika’nın tarihi ve siyasi yönelimi açısından en son katıldığımız Venezuela’daki Anti-faşist Kongre’de Venezüella Dışişleri Bakanı Yvan Gil önemli tespitlerde bulundu. Trump’tan sonra Latin Amerika’da daha fazla faşist hükümetin iktidara gelebileceğini söylemişti. Bu Trump’ın isteyeceği bir şey. Çünkü daha rahat çalışacağı hükümetler olacaktır. Bunu Arjantin örneğinde görüyoruz. Trump muhtemelen önümüzdeki Brezilya ve Ekvador seçimlerinde de aktif olacaktır. ‘Sopa’ ile değiştirebileceğini ‘sopa’ ile o şekilde değiştiremeyeceğini de gümrük vergileri ile değiştirecek. Öyle gözüküyor.”
ETİKETLER: , , , ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.