Türk sinemasının en iyi roman uyarlamaları
BEREKETLİ TOPRAKLAR ÜZERİNDE Orhan Kemal’in en önemli eserlerinden biri olan “Bereketli Topraklar Üzerinde”, Türkiye’nin değişik bölgelerinden ekmek parası için Çukurova’ya gelen tarım işçilerinin hayatından bir kesit sunar. Yaşanmışlıklara …
BEREKETLİ TOPRAKLAR ÜZERİNDE
Orhan Kemal’in en önemli eserlerinden biri olan “Bereketli Topraklar Üzerinde”, Türkiye’nin değişik bölgelerinden ekmek parası için Çukurova’ya gelen tarım işçilerinin hayatından bir kesit sunar. Yaşanmışlıklara, gerçek insanlara dayanan roman, yoksulluk ve sömürü kadar umudu da anlatır. Yönetmen Erden Kıral; Mahmut Tali Öngören ve Tuncel Kurtiz’le yazdığı senaryoda gözlem gücüne dayalı, bol karakterli romanı, etkili ve çarpıcı bir sinemayla perdeye aktarır.
HAKKARİ’DE BİR MEVSİM
Askerliğini Doğu’da köy öğretmeni olarak yapan ünlü yazar Ferit Edgü’nün, yaşadıklarından esinlenerek kaleme aldığı “O” adlı roman, Türk edebiyatındaki diğer kırsal kesim eserlerinden farklıdır. Film Hakkâri’nin bir köyünde geçip giden günleri, insan dramlarını ve kültürel zenginliği şehirli bir aydının gözünden, sakin, duru bir sinemayla aktarır.
ANAYURT OTELİ
Az sayıda eserle Türkçe edebiyatı derinden etkileyen yazarlardan biri olan Yusuf Atılgan’ın “Anayurt Oteli” adlı romanı, başyapıt olarak kabul edilir. Ömer Kavur’un sinemaya uyarlayıp yönettiği film de Türk sinema tarihinin en iyi yapıtlarından biridir. Film, otel katibi Zebercet’in gündelik iş rutininden çıkıp ağır ağır şiddete ve çılgınlığa doğru sürüklenişini anlatır. Otel, kasaba ve çevresindeki insanlar, Zebercet’in bilinçdışı bir aynası gibidir. Edebiyatla sinemanın en çarpıcı buluşmalarından biri.
KARARTMA GECELERİ
Rıfat Ilgaz’ın kendi yaşadıklarından yola çıkarak yazdığı “Karartma Geceleri”, II. Dünya Savaşı’nın sonlarına, baskıcı tek parti iktidarının yaşandığı yıllara götürür bizi. Bu dönemde kendi halinde bir öğretmen, sol görüşleri nedeniyle gözaltına alınır, ünlü Sansaryan Hanı’nda işkence görür. Yusuf Kurçenli, slogancılığa düşmeden, duygu sömürüsüne kapılmadan sade anlatımıyla, dönemi ustalıkla yansıtırken genç kuşaklara anlamlı bir tarih dersi de veriyor.
ÜÇ TEKERLEKLİ BİSİKLET
1960’lar Türk sinemasının, toplumsal gerçekçi filmlere yöneldiği bir dönemdi. Gerçekçi tarzıyla Orhan Kemal kuşkusuz o dönemin sinemacılarının ilham kaynaklarından biriydi. Yazarın “Sokakların Çocuğu” adlı romanından Vedat Türkali tarafından sinemaya uyarlanan film, 6 yaşındaki çocuğunu tek başına büyüten Hacer (Sezer Sezin) ile bir cinayet işledikten sonra Hacer’in evine sığınan bir yabancının (Ayhan Işık) yakınlaşma öyküsünü anlatır. Filmin başarısında özenli anlatım kadar öykünün sağlamlığının da katkısı vardır.