‘Ücretler değil enflasyon önceleniyor’
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekilleriyle bir araya geldi. Burada Karahan’ın sunumunu eleştiren CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, “Orta Vadeli Programda (OVP) ‘Enflasyon tek haneye insin, ondan sonra ücretlinin, emeklinin durumu iyileşir’ gibi bir yaklaşım var” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, bugün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ı eleştirdi. Türeli, 2021’in Eylül ayında faizin yüzde 19, enflasyonun yüzde 19,25, dolar kurunun da 8 lira 30 kuruş olduğunu anımsatarak “Dört ay içinde yüzde 19’dan yüzde 14’e inen faizlerin sonucunda önce 8 lira 30 kuruş olan dolar kuru 18 lira 30 kuruşa çıktı, ardından kur korumalı mevduat sistemi geldi; enflasyon yükselmeye başladı. Önce, yüzde 35’lere, arkadan yüzde 85’lere kadar çıktı ve şimdi biz o enflasyonu tekrar o seviyelere indirmeye çalışıyoruz” dedi.
‘MAKROEKONOMİK ÇERÇEVE UYUMSUZ’
Orta Vadeli Programı (OVP) eleştiren Türeli, “Türkiye’nin ihtiyacı olan büyümek, kalkınmak; hem kişi başına düşen millî gelirini artırmak hem de aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik ve sosyal politikalarla yapısal dönüşümünü sağlamak olmalıydı ama Türkiye bu süreçte kalkınmadan uzaklaştı. Bugün önümüze gelen OVP’de de açıkçası biz kalkınmaya ilişkin hiçbir şey görmüyoruz. Geçmiş yıllarda söylenen bir kısım politikaların, tedbirlerin tekrarlandığını görüyoruz. Bir istikrar programı desem istikrar programı bile değil çünkü OVP’de de zaten temel amaç dezenflasyon, enflasyonun düşürülmesi.
Buradaki başka bir sıkıntı şu: Merkez Bankamız bugün sonuç itibarıyla bu dezenflasyon hedefi çerçevesinde bir para politikasını öncelik olarak aldı ama bunun devam edeceğinin garantisi yok. Çünkü bugün Türkiye’nin uyguladığı, adına ‘Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi’ denilen ucube sistemde, Merkez Bankası bürokratlarının da başkanın ve yöneticilerinin de orada kalacağının ya da konuyla ilgili bakanların görevde kalacağının garantisi yok. OVP’de son derece uyumsuz bir makroekonomik çerçeve var.
Eğer enflasyon düşürülecekse -ki OVP’de temel amacın dezenflasyon olduğu söyleniyor- o zaman bu büyümeyle, bu büyüme yapısıyla enflasyon düşürülemez. Gene aynı geçmiş yıllarda olduğu gibi ileriye doğru yüzde 4, 4,5, 5, bir ara 5-5,5’lar seviyesindeydi, aynı şeyi yeniden ileri kopyala yapıştır formatında ortaya konulmuş. İlginç olan şu: Yurt içi talebe dayalı büyüme yapısı devam ediyor. Net ihracata sadece 2024 yılında farkındaysanız yurt dışı talebin bir katkısı var, onun dışında gene net ihracatın katkısı sıfırlar seviyesinde” diye konuştu.
‘İŞSİZLİK YÜZDE 30 SEVİYESİNDE’
Giderek artan işsizlik oranlarına da değinen Türeli, “Türkiye’nin gerçek anlamda işsizlik oranları yüzde 9, yüzde 10’lar seviyesinde değil. Nitekim, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) da atıl iş gücü adı altında bu rakamları veriyor. Aynı zamanda birtakım sendikalar da bunu geniş tanımlı işsizlik oranları içinde veriyor. Türkiye’deki işsizlik oranları yüzde 9, yüzde 10 değil; yüzde 30’lar seviyesinde. Ben bu çerçevenin içine baktığım zaman OVP’deki büyüklüklere bu yapıyla bu dezenflasyon sürecinin olabilmesini çok mümkün görmüyorum” ifadelerini kullandı.
‘2026’NIN SONU TEK HANE’
Ekonominin yapısal problemlerinin devam ettiğini kaydeden Türeli, “Kronik işsizlik, gelir dağılımı adaletsizliği, yoksulluk… Türkiye, belki de cumhuriyet tarihinin en büyük bölüşüm şokunu yaşıyor. Bu rakamların artık gizlenmesi mümkün değil, TÜİK de gizleyemiyor. Nitekim 2016-2022 arasında emeğin millî gelirden aldığı pay 10 puan düşmüş. 2023 ve sonrasında bu EYT sonucunda kıdem tazminatları biraz yükselmiş gibi gösteriyor ama çok ciddi bir gelir dağılımı bozukluğu var ve Türkiye bu süreci atladı, bu önümüzdeki beş yıl kaybedilmiş bir beş yıl, iki buçuk üç yılı kaybedildi, şimdi biz bu rakamları tekrar yeniden tek hanelere indirmek istiyoruz ve diyoruz ki: ‘2026’nın sonu tek hane’ Tek haneden kastımız da ne biliyor musunuz? Yüzde 9,7” dedi.
‘TÜRKİYE’DE ENFLASYONUN BİRÇOK NEDENİ VAR’
Reel ücretlerde ciddi gerilemenin altını çizen Türeli, “Eğer bir biçimde enflasyonu kontrol altına almak için ücretleri baskı altına almak, ücret-fiyat sarmalını kırmak açısından konuya yaklaşılıyorsa bu son derece yanlış, Türkiye’de enflasyonun birçok nedeni var; talep enflasyonu açısından belki geçerli olabilir ama ciddi bir maliyet enflasyonu boyutu var, beklentiler var. Türkiye’nin iyi yönetilmesini, Türkiye ekonomisinin iyi gitmesini, ekonomide üretimin büyümesini, bölüşüm ilişkilerinin düzelmesini hepimiz isteriz, istiyoruz. Bunun için bunu sadece istemek yetmiyor, bunu yapabilmek için bunun arkasına o iddiaları ve politikaları koymak lazım. Fakat ben bakıyorum ki ne yazık ki OVP’de böyle bir perspektif yok, tamamen enflasyon insin… Hatta özellikle bölüşüm alanında yaşanan bütün bu sıkıntılara ‘Enflasyon tek haneye insin, ondan sonra ücretlinin, emeklinin durumu iyileşir’ gibi bir yaklaşımı var hükûmetin. Bunu da son derece yadırgadığımızı, çok yanlış bulduğumuzu belirtmek istiyorum” diye konuştu.