Ufukta yeni bir ‘temmuz savaşı’ mı var?
İsrail’in tarihinde en uzun süre görev yapan başbakanı Binyamin Netanyahu, Aksa Tufanı Operasyonu’nun ardından sınırların değişeceğini söylemişti. Bence burada söz konusu olan sınırlar Gazze Şeridi’nin sınırları değil, bölgedeki ülkelerin özellikle Lübnan’ın İsrail ile olan sınırı.
Hamas’ın İsrail’e düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu Ortadoğu için milat oldu. Ertesi gün başlayan İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışmaların bölgesel bir savaşı tetikleyeceğinden duyulan kaygı ise son haftalarda iyice arttı.
Temmuz 2006 yılında çıkan, “temmuz savaşı” olarak da anılan İsrail-Lübnan savaşından bu yana Lübnan’da her ilkbaharda “İsrail bu yaz Lübnan’a yine saldıracak, onaylı istihbarat mevcut” söylentileri yayılır. Ne yazık ki bu yaz savaş tehlikesi hiç olmadığı kadar gerçek.
BÖLGESEL SAVAŞ ÇIKAR MI?
İsrail’in tarihinde en uzun süre görev yapan başbakanı Binyamin Netanyahu, Aksa Tufanı Operasyonu’nun ardından sınırların değişeceğini söylemişti. Bence burada söz konusu olan sınırlar Gazze Şeridi’nin sınırları değil, bölgedeki ülkelerin özellikle Lübnan’ın İsrail ile olan sınırı. Sınırda İsrail ve Hizbullah arasında çıkan çatışmalar sonucu Güney Lübnan’da yaşayan yaklaşık 150 bin Lübnanlı ülkenin kuzeyine, Kuzey İsrail’de yaşayan 60 bin İsrailli de güneye göçerek sınırdan uzaklaşmak zorunda kaldılar. Yerlerinden edilen bu insanlar aylardır evlerine dönemiyor. Güney Lübnan’da sınıra yakın yerlere gitmek yasak. Okullar yaz tatiline giremeden aylar önce kapandı.
Eylülde okullar açılmadan önce İsrail’in kuzeyinde yaşayanların güven içinde evlerine dönebilmeleri için İsrail, Hizbullah ile ya diplomatik yollarla bir anlaşmaya varacak ya da sınırın ötesine fiziksel olarak girecek.
Batılı ülkelerin seferber olmasına karşın diplomasi işe yaramazsa İsrail muhtemelen önce havayoluyla Lübnan’ın altyapısına saldıracak, sonrasında ya da eşzamanlı olarak Lübnan’ın güneyine kara harekâtı başlatacak.
LÜBNAN’I KİM KORUYACAK?
“Dünyanın en güçlü ordusu” listesini yayımlayan ABD merkezli GlobalFirepower sitesine göre Lübnan, Ortadoğu’da en güçlü ordusu olan ülkelerin en sonunda yer alıyor. Hizbullah’ın personel sayısı ve ekipman olarak Lübnan ordusundan daha güçlü olduğu biliniyor. Dolayısıyla olası bir savaş ülke orduları arasında değil İsrail ve Hizbullah arasında olacak.
Gazze’de neredeyse dokuz aydır Hamas ile çatışan ve savaş yorgunu olan İsrail, eğer Lübnan’a büyük çaplı bir saldırıda bulunursa çok büyük zarar göreceğinin farkında. Hizbullah’ın gücü ve kabiliyeti Hamas ile kıyaslanamayacak derecede. Üstelik Lübnan, Gazze gibi abluka altında olmadığı için Suriye üzerinden İran’ın yardımları da devamlı olarak Hizbullah’a akacak. İsrail’in iki ayrı cephede savaşacak kadar insan gücü ve kapasitesi yok.
KARŞILIKLI TEHDİTLER
Temaslarda bulunmak üzere Washington DC’ye çağrılan İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, savaş istemediklerini ancak anlaşmaya varılmazsa Lübnan’ı taş devrine geri gönderebileceklerini söyledi.
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, İsrail’in Lübnan’a büyük bir saldırıda bulunması durumunda “hiçbir kısıtlama ve kural olmaksızın” savaşacaklarını açıkladı.
Hizbullah, geçen günlerde İsrail’i uyaran bir video paylaşarak olası bir savaşta hedef alacağı stratejik noktaların koordinatlarını gösterdi. Irak’taki Ketaib-i Hizbullah ve Nuceba Hareketi, İsrail ve ABD’ye karşı Hizbullah’ın yanında yer almaya hazır olduklarını açıkladı. İsrail, Lübnan’a saldırırsa savaş ülkenin güneyi ile sınırlı kalmayacağı gibi bölgesel bir direnişe dönüşebilir. BM Genel Sekreteri Antonio Gutierrez, “Dünya Lübnan’ın Gazze gibi olmasını göze alamaz. Aceleci bir hareket, tek bir yanlış açıkçası hayal gücünün ötesinde bir felaketi tetikleyebilir” dedi.
Lübnan’daki vatandaşlarını uyararak ülkeyi terk etmelerini isteyen Batılı ülkelerin sayısının giderek arttığı, deniz yolu ile tahliye planlarının yapıldığı şu sıralarda Beyrut’ta yaşam normal akışında devam ediyor. Ancak ne yazık ki kimse 20 dakika sonra sokaktaki çocuk seslerini havada uçan jetlerin sesinin bastırmayacağının garantisini veremiyor.