Bozkurt, Romanya’da geçen yılın sonunda sandıktan birinci çıkan Călin Georgescu’ya, NATO ve AB yanlısı Rumen bürokrasisi tarafından yapılan baskıları ve engellemeleri anlattı:
“Batı, Romanya’da bir provokasyon yapıyor. Romanya’da 24 Kasım 2024’te cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Çok sayıda aday vardı. Adaylardan birisi, yani Călin Georgescu, yüzde 22,94 oy aldı. Ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden kampanya yürütmüştü. Bu şekilde seçimlerin ilk turunda birinci oldu. Călin Georgescu, NATO ve ABD’nin emperyalist politikalarına karşı bir duruş gösterdi. Yani Biden dönemi dahil tüm emperyalist politikaların karşısında durdu. Trump bunu bir miktar sarstığı için ayrı tutuyoruz. Yani Călin Georgescu, ABD ve NATO politikalarına karşı çıkan bir aday olarak sandıktan birinci çıktı. İkinci kim? NATO ve ABD ile ortaklığın güçlendirilmesini savunan Elena Lasconi. Lasconi, yüzde 19,18 oy aldı. Peki ne oldu? NATO sürecinden sonra çok güçlenen Gladyo yapısı devreye sokuldu. Romaanya Anayasa Mahkemesi 6 Aralık 2024’te toplandı. İhlaller var denildi ve yalanlarla dolu gerekçelerle seçim sonuçları iptal edildi. Ardından Călin Georgescu ile ilgili bir hukuk süreci başlatıldı ve deyim yerindeyse cadı avına çıktılar. Romanya Başsavcılığı, Călin Georgescu’nun seçim kampanyasının yasadışı finansmanı olduğu iddiasıyla soruşturma başlattı. Bunu 2025 yılının şubat ayında başlattılar ve 60 gün yurtdışı seyahat yasağı uyguladılar. Bir ülke düşünün: Seçim yapıyorlar. Bir aday birinci sırada çıkıyor. Bu adayı engelliyorlar. O aday, NATO ile arasındaki mesafeyi artırmak istiyor. Avrupa Birliği’nin dost olmadığını söylüyor. Avrupa’da diktatörlük olduğunu, Romanya’da tiranlık kurulduğunu ifade ediyor. Çok ironik bir durum. Romanya’daki Çavuşesku dönemini hatırlatan sahneler yaşanıyor. Bir tane yorum da Dimitriy Medvedev’den geldi. Medvedev, mevcut Romanya yönetiminin Călin Georgescu’ya yaptığı baskıyı, Çavuşesku dönemindeki baskılara benzetti.”
Avrupa Birliği’nin siyaseten verdiği sözleri tutmadığını 2004 Annan Planı süreci örneğiyle aktaran Ceyhun Bozkurt, diğer yandan Ursula von der Leyen’in Romanya’daki demokratik sürece yönelik yaptığı tehditlerin Hitler faşizmi ile paralel olduğunu kaydetti:
“Avrupa Birliği ve NATO baskıyı artırıyor. Romanya’da çok güçlü bir NATO yapılanması var. Dünyadaki en büyük NATO üslerinden birisi Romanya’ya kurulacak. Bu 2.5 milyar dolarlık projeyle NATO, Karadeniz’deki gücünü artırmak ve Rusya’yı askeri olarak kuşatmak istiyor. Romanya’da NATO’nun çok fazla adamı var. Siyasiler, emniyetçiler, yargı mensupları vs. birçok NATO yanlısı devlet görevlisi var. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rumen yetkililere adeta ültimatom verdi. Romanya Anayasa Mahkemesi, seçimlerin mayıs ayında yenilenmesi yönünde karar aldı. Von der Leyen, Călin Georgescu’nun seçimlere katılmamasını söyledi ve eğer katılırsa, Romanya’nın AB fonlarının dondurulacağını söyledi. Bu faşizm. Ursula von der Leyen’in içinden Hitler çıkıyor. Üstüne von der Leyen, Putin için ‘Güvenilmez komşu’ dedi. Ama biz kimin güvenilmez olduğunu biliyoruz. Annan Planı’nı hatırlayalım. AB faşist bir örgütlenmedir, haçlı örgütlenmesidir, emperyalist örgütlenmesidir ve ahlaksız bir örgütlenmedir. Siyasi anlamda ahlaksızdır. 2004 yılı Annan Planı’nda ne dediler? ‘Türkler evet desin’ dedi. Merhum Rauf Denktaş mücadele ediyordu. O dönem Türkiye’de hükümet, Denktaş’ı çok ciddi şekilde yıprattı. Abdullah Gül’ün dış politika bürokrasisine hakimiyeti kapsamında Annan Planı’na destek verildi. Fakat Rumlar bu planı beğenmedi. Avrupa Birliği, Rumlar hayır derse kesinlikle AB’ye almayacaklarının sözünü verdi. 2004’te referandum yapıldı. KKTC’de evet oyu ezici çoğunlukla sandıktan çıktı. Rumlar o planı dahi yetersiz buldu. Evet, Kıbrıs Türklerinin haklarının gasp edildiği planı dahi beğenmeyip hayır oyu verdiler. Merhum Denktaş, ‘Allah Rumlardan razı olsun. Bu oylama geçse Türklerin hakları elinden gidecekti’ demek zorunda kaldı. Peki sonra ne oldu? AB, bir hafta sonra Rumları AB’ye aldı. Bu siyasi haksızlıktır.”