Uzmanlar Riyad’daki görüşmeyi yorumladı: ‘Avrupa bugün bir kabustan uyandı ve kendini dışlanmış hissediyor’
Rus ve ABD heyetleri arasında Riyad’da gerçekleşen görüşmeleri siyaset bilimi uzmanları Sputnik için değerlendirdi. Ali Zreiq, Putin ve Trump arasında kurulan temasla Avrupa’nın bir kabustan uyandığını söyledi. Fawaz Kassab Al-Anzi ise yeni bir dünya savaşı olasılığı ile dünyayı tehdit eden çatışmanın son bulmasına yönelik iyimserlikten söz etti.

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da Rusya ve ABD heyetleri bugün sabah saatlerinde bir araya geldi. İki ülke temsilcileri arasında 4.5 saat süren temasların ardından Rus heyetinde yer alan Devlet Başkan Yardımcısı Yuriy Uşakov, görüşmelerin iyi geçtiğini belirtirken; ABD Dışişleri, kalıcı barış için önemli bir adım atıldığını vurguladı.
Sputnik’e konuşan uzmanlar, Rus ve ABD heyetlerinin gerçekleştirdiği görüşmeyi, ayrıca Avrupa ülkelerinin bu konudaki tutumlarını yorumladı.
‘Kil ayaklı bir deve benziyor’
Siyaset bilimci ve jeopolitik uzmanı Ali Zreiq “Bu savaş, şimdi ondan büyük bir çıkar sağlama peşinde olan ABD’nin muazzam baskısı olmadan gerçekleşmezdi” dedi.
Avrupa’nın Ukrayna’ya destek sağlama çabalarına rağmen, bu meydan okumalarla başa çıkabilecek askeri, ekonomik ve siyasi kapasiteye sahip olmadıkları için zayıf bir konumda göründüğünü belirten Zreiq “Bugün Avrupa’nın elindeki geniş imkanlara rağmen o daha çok ‘kil ayaklı bir deve’ benziyor” değerlendirmesinde bulundu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasında kurulan temas sonrası Avrupa’nın bugün bir kabustan uyandığını ifade eden Ali Zreiq şunları dile getirdi:
Ukrayna krizinden Rusya’nın Avrupa’daki kadar etkilenmediğine vurgu yapan siyaset bilimci şunları ifade etti:
Suudi Arabistan’ın Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Ukrayna krizinin çözümündeki rolüne de değinen Ali Zreiq şunları söyledi:
Zreiq, Avrupa’nın, kendisini her zaman Amerika’nın stratejik müttefiki olarak gördüğünü belirterek “Onun aktif katılımı olmadan anlaşmalara varılmasının imkansız olduğuna inanmıştır. Ancak son gelişmelerin ardından, Ukrayna krizinin tırmanmasında oynadığı rol göz önüne alındığında, Avrupa’yı müzakere masasına getirme çabaları büyük zorluklarla karşılaşabilir” şeklinde konuştu.
‘Dünyayı 3. Dünya Savaşı ile tehdit eden çatışmayı sona erdirme olasılığı konusunda iyimserlik var’
Suudi Arabistanlı bir siyaset bilimci ve stratejik konular ile güvenlik alanında uzman Fawaz Kassab Al-Anzi ise Trump yönetimiyle birlikte Ukrayna’da yeni bir gerçekliğin ortaya çıktığını ve dünyayı tehdit eden 3. Dünya Savaşı olasılığının son bulmasına yönelik olumlu bir havanın söz konusu olduğunu vurguladı. Al-Anzi konuyla ilgili şunları söyledi:
Yeni ABD yönetiminin gelmesiyle birlikte, özellikle Ukrayna’daki çatışma konusunda yeni bir gerçeklik ortaya çıktı. Amerikalılar, Ukrayna konusunu çözme yolunda ilerliyor ve bu süreçte belirli politik kazançlar elde etmeyi hedefliyorlar. Artık, dünyayı üçüncü bir dünya savaşının tehlikesiyle tehdit eden çatışmanın sona erme olasılığına dair bir iyimserlik var. Suudi Arabistan’ın bu bağlamdaki rolüne gelince, ülke, bölgesel ve uluslararası krizlerin çözümündeki çabalarıyla büyük bir uluslararası güven kazandı. Prens Muhammed bin Selman’ın diplomasisi, bugün diyalog kuran tarafların çıkarlarına yanıt veriyor.
‘Trump, ABD’nin Avrupa’nın güvenliğini finanse etme isteğinin olmadığını belirtti’
Yaşanan gelişmeleri Rusya ve Avrasya uzmanı Mehdi Seyf Tabrizi de Sputnik İran’a verdiği demeçte değerlendirdi.
Riyad’da Rus ve ABD heyetlerinin yaptığı görüşmeler için “Avrupa’daki savaşın ardından geçen bin günden sonra çatışmanın sona ermesi için umutlar belirdi” diyen Tabrizi “Donald Trump’ın iktidara gelmesiyle birlikte ABD’nin dış politikasında değişiklikler gözlemleniyor. Trump, ABD’nin Avrupa’nın güvenliğini finanse etme isteğinin olmadığını belirtti ve Avrupa’daki savaşın sona ermesini ana öncelik olarak tanımladı” dedi.
Trump’ın kinci dönemine başladıktan kısa bir süre sonra Putin ile iletişime geçtiğine ve bunun iki ülke arasındaki ilişkilerin iyileşmesinin başlangıcını oluşturduğuna değinen Mehdi Seyf Tabrizi şu ifadeyi kullandı:
Ancak, Ukrayna ve Avrupa’daki ortakları, Kiev’in katılımı olmadan barış görüşmelerine karşı çıktıkları için bu görüşmelerin gerçekleştirilmesi zor hale geldi.
‘Zelenskiy Ukrayna halkının meşru temsilcisi değil, yeni bir meşru başkan onun kararlarını sorgulayabilir’
Tabrizi, Minsk anlaşmaları gibi çok taraflı görüşmelerin başarılı olmadığını belirterek şu açıklamada bulundu:
“Zira taraflar bu görüşmeleri Ukrayna’nın pozisyonunu güçlendirmek için kullandı ve bu durum, Rusya’nın NATO’nun Avrupa üyelerinin görüşmelere katılmasına izin vermemesinin gerekçesini oluşturuyor. Ruslar, ABD’yi çatışmadaki Ukrayna’nın ana destekçisi olarak görmekte ve Amerikan yetkililerinin Maidan’daki devrimi organize ettiğini ve ülkeyi Rusya ile çatışmaya sürüklediklerini iddia etmektedirler; bu süreçte NATO üyeliği teklifi de bulunmaktadır. Ayrıca, Zelenskiy’in uluslararası forumlarda karar alma konusunda yasal bir meşruiyetinin olmadığı, çünkü yetkilerinin neredeyse bir yıl önce sona erdiği ve seçimlerin olmamasını savaş zamanı ile gerekçelendirdiği ifade edilmektedir. Başka bir deyişle, Zelenskiy, Ukrayna halkının meşru temsilcisi değildir ve müzakereler yapma veya uluslararası belgeleri imzalama hakkına sahip değildir; zira yeni bir meşru başkan, onun kararlarını sorgulayabilir.