Uzmanlar ürünlerin bölgelerin yağış miktarına göre belirlenmesi gerektiğini vurguladı: Yanlış tarım kuraklık getiriyor
Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin ortaya çıkardığı sorunlar giderek yakıcı bir hal almaya başladı. Türkiye’de başta Konya olmak üzere birçok kentte buna bağlı olarak kuraklık görülmeye başlandı. Uzmanlar, yanlış tarım teşvikinin kuraklık riskini artığını ve buna bağlı olarak da birçok sorunun ortaya çıktığını ifade ediyor.
‘KURU TARIM YAPILMALI’
Proje kapsamında ise en son tekniklerle geliştirilen geleneksel/eski tarım uygulamalarını kullanarak çiftçilerin iklim değişikliğine karşı direncinin artırılması amaçlanıyor. Konuya ilişkin Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu, çevrebilimciler eşliğinde Konya’da “İklim Değişikliği ve Biyoçeşitliliğin Korunması Üzerine” bir ziyarette bulundu. Gezi çerçevesinde Kızören Obruğu, Tuz Gölü ve Kulu Göl alanında incelemelerde bulunuldu.
Bu ziyaret kapsamında konuştuğumuz İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, “Konya gibi kurak ve yarı kurak iklimlerde metrekareye düşen yağış miktarı 300-350 litre civarında. Bu bölgelerde kuru tarım yapılmalı. Sulama yapılmadan arpa, buğday gibi ürünlerin yetiştirilmesi gerekiyor” dedi. Tolunay, “Özellikle Tarım ve Orman Bakanlığı’nın teşviklerde bölgenin hayvancılık geliştirme bölgesi ilan edilmesi, yem bitkileri ve özellikle mısıra teşvik verilmesi sonucunda yeraltından çekilen suyun giderek arttığını gözlemliyoruz. Mısırın üretilmesi için bir metrekarede 1200 litre su kullanılması gerekiyor.
‘OBRUKLAR ARTIYOR’
Yılda bir metrekareye düşen yağışın üç buçuk dört katına denk geliyor. Konya’da yeraltı suları bölgeye göre değişiklik göstererek 5 ile 10 metre arasında aşağı seviyeye iniyor” uyarısında bulundu.
Yeraltı sularının çekilmesiyle beraber obruk sayısında da artış yaşandığını söyleyen Tolunay, iklim değişikliğiyle mücadele için yeraltı sularının korunması gerektiğini söyledi.
Çevrebilimci Güven Eken ise obrukların her zaman olduğunu ancak son yıllarda yeraltı sularının çekilmesiyle birlikte obruk sayılarının arttığına işaret etti. Tuz Gölü’nde yapılan incelemeler doğrultusunda konuşan Doğa Araştırmaları Derneği Tür Koruma ve İzleme Programı Koordinatörü İlker Özbahar da bölgenin yüksek biyoçeşitliliğe sahip olduğunu, bu nedenle koruma çalışmaları yaptıklarını anlattı.